İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
HUK204U-CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU
HUK204U-CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ

1. ÜNİTE - CEZA MUHAKEMESİNE İLİŞKİN TEMEL BİLGİLER

GİRİŞ

Ceza muhakemesi, cezai uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak için yürütülen faaliyetlerin tümüne verilen isimdir. Ceza muhakemesi hukuku ise bu faaliyetlerin hukuku işlemlerine verilen isimdir.

 CEZA MUHAKEMESİNİN TANIMI, AMACI VE KAVRAMI

Ceza muhakemesi, muhakeme hukukunun bir dalıdır ve kamu hukukuna bağlıdır. Bu hukuk dalı yargı organlarının bir suçu aydınlatmada izleyecekleri yolu ve yöntemleri gösterir.

Ceza muhakemesi suçun işlenmiş olması şüphesi ile başlar ve kesin bir karara bağlanana kadar devam eder. Bu süreçte iddia(tez), savunma(antitez) ve yargılama(sentez) olmak üzere 3 temel işlem söz konusudur. İddia makamı savcılık, savunma suçu işlediği  iddiası bulunan kişi, yargı makamı ise T.C devleti adına yargı yapan mahkeme ve hakimdir. Ceza muhakemesinin amacı suçu işlediği iddia edilen kişinin insanlık onurunu ve haklarını ihlal etmeden mutlak gerçeği aydınlatmaya çalışmaktadır.Türk hukukunda iddia, savunma ve yargılamadan oluşan üçlü faaliyet suç muhakemesi, ceza muhakemesi, ceza yargılaması ve ceza muhakemeleri usulü olarak adlandırılmaktadır. Ceza muhakemesinde her türlü delil kabul edilebilir. Bu sebeple vicdanı delil sistemi geçerlidir. Suçlanan kişi sadece şüpheli olduğundan insanlık hakları korunmalıdır.

CEZA MUHAKEMESİNİN YÜRÜYÜŞÜ

Ceza muhakemesinde, iddianın ortaya atılmasıyla başlayıp nihai sonuca ulaşmasıyla sonuçlanan zamana kovuşturma denir.Ceza muhakemesi, 1)soruşturma evresi, 2) iddianamenin değerlendirilmesi (ara muhakeme) ve 3)kovuşturma evresi olmak üzere üç aşamada tamamlanır.

Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısı suçun işlenmiş olabileceğini öğrenir öğrenmez araştırmaya başlar ve kovuşturmaya gerek duyarsa delillerle beraber iddiasını oluşturur. Savcı mahkeme sırasında yeni bilgilere veya fikirlere sahip olursa sanığın serbest bırakılmasını da isteyebilir. Bu evrede savcılık aktif bir rol oynayabilir.

İddianamenin değerlendirmesi kısmı ise, olayın mahkeme tarafından incelenmeye başlanıp iddianamenin kabulü ile biten süreçtir.

Kovuşturma evresi, İddianamenin kabulü kararı ile başlayıp kesin hüküm verilmesine kadar geçen süredir.

CEZA MUHAKEMESİNİN KAYNAKLARI

Anayasa

Temel hak ve özgürlükler anayasalarda güvence altına alınmış ve müdahale edilmesinde geçerli sebepler gösterilmiştir.Kişi güvenliği, adil yargılanma, yasal hakim ilkesi,suçlunun yabancı ülkeye iade edilememesi, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kullanılamaması anayasada bulunan ceza muhakemesi ilkelerinden bazılarıdır.

2004 Tarih ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

Türk ceza muhakemesi hukukunun temel kaynağı, 04.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza MuhakemesiKanunu’dur. Bu Kanun, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 20.04.1929-01.06.2005 tarihleri arasında 04.04.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uygulanmıştır.

5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu 7 kitaptan oluşur. Birinci kitap “genel hükümler”, ikinci kitap ”soruşturma”, üçüncü kitap “kovuşturma evresi”, “Mağdur, Şikâyetçi, Mâlen Sorumlu, Katılan”, beşinci kitap” özel yargılama usulleri”, altıncı kitap ”kanun yolları”, yedinci kitap ise”Yargılama Giderleri ve Çeşitli Hükümler” başlıklı kitaplardır.

Uluslararası Sözleşmeler

Anayasa uyarınca, usulüne göre yürürlüğe konulmuş olan uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir ve bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla dava açılamaz. Bu hususlarda farklılıklar ortaya çıkarsa esas olarak milletlerarası usuller göz önüne alınır. Ceza muhakemesi hukukuna göre düzenlenmiş bir çok anlaşma ve sözleşme vardır. “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi” bunun bir örneğidir. Bu anlaşmaya göre hakkının ihlal edildiğini düşünen bir birey iç hukuk yollarından bir netice elde edemezse o devleti insan hakları mahkemesine şikayet edebilir.

 

CEZA MUHAKEMESİNE HAKİM OLAN İLKE VE HAKLAR

İlgili olduğu konuda yön verici fikirleri içeren genel kurallara ilke denir. Ayrıntılar ilkelere göre düzenlenir. Bir kural konulmak için de dikkate alınması gereken ilke anayasadır. Ceza muhakemesi açısından bir anlamı bulunan en önemli maddeler şunladır;

• Ceza muhakemesinin kamusallığı ilkesi: İlke, suç iddiasının kamu adına devlet tarafından hazırlanması ve yargılanmasını ifade eder.

• Masumluk karinesinden yararlanma-lekelenmeme ilkesi: İlke, adli makamların kişiyi kesin bir mahkûmiyet kararı bulunmadan suçlu olarak ilan edememesini ifade eder.

• Kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve delil göstermeye zorlanamama ilkesi: İlke kişinin kendisine karşı yapılan suçlama nedeniyle konuşmaya ve delil göstermeye zorlanamayacağını; adli makamların ikrar elde etmek için şüpheliye işkence ve kötü muamele yapmasının yasak olduğunu ifade etmektedir. Aynı korumadan suçlanan kişinin yakınları da yararlanır.

• Makul sürede yargılanma ilkesi: İlke, yargılama süresinin gereğinden fazla uzamamasını ifade eder. İşlemler olağan hayatın akışına uygun bir sürede bitirilmelidir. Bu sürenin belirlenmesinde, davanın kapsamı ve ağırlığı dikkate alınır. Ancak mahkemeler önündeki dava sayısının fazlalığı veya hakim açığının bulunması yargılama süresinin uzamasını haklı gösterecek nedenler değildir.

• Şüpheden sanık yararlanır ilkesi: İlke, delillerin duruşmada tartışılması sonucunda sanığın suçluluğu veya suçsuzluğu yönünde hakimde vicdani kanaat uyanmaması halinde, bu durumdan sanığın yararlandırılması ve beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade eder.

• Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi: İlke, mahkemelerin yürütmenin ve davanın taraflarının kontrolünde olmamasını ifade eder.

• Doğal (tabi) hakim ilkesi: İlke, kişinin kendisine isnat edilen suç tarihinden önce ve kanunla kurulmuş bir mahkeme önünde yargılanma hakkını ifade eder.

• Çelişmeli muhakeme ilkesi: İlke, muhakemenin bütün süjelerinin (iddia, yargılama ve savunma) birbirlerinin işlemlerinden haberdar olmalarını ve bu işlemlere karşı diyeceklerini (savunma veya iddialarını) hazırlamak için gerekli zamana sahip olmalarını ifade eder.

• Soruşturmanın ve kamu davasının mecburiliği (kanuniliği) ilkesi: İlke, suçun işlendiğine dair basit şüphe üzerine soruşturmanın adli makamlarca başlatılması veya soruşturma sonunda suçun işlendiğine dair yeterli şüphe üzerine iddianamenin düzenlenmesi zorunluluğunu ifade eder.

• Davasız yargılama olmaz ilkesi: İlke, mahkemelerin iddia makamının iddianamesinde belirttiği kişi ve olayla bağlı olarak karar verme mecburiyetini ifade eder. Bu ilkeye göre iddia ve talep yoksa yargılamada yok demektir.

• Delilerin doğrudan doğruyalığı ilkesi: İlke, suçluluk konusunda karar verecek olan mahkemenin araya başka bir makam girmeden delillerle doğrudan doğruya temasa geçmesini ifade eder. Bu ilke gereğince hakim, kural olarak hükmünü duruşmada, önünde tartışılan delillere dayandırmalıdır.

• Duruşmanın sözlülüğü ilkesi: İlke, delillerin doğrudan doğruyalığı ile yakından ilgili bir ilkedir ve dosyadaki tüm delillerin duruşmada dinlenmesini, okunmasını ve tartışılmasını ifade eder. Bu nedenle tanıklar duruşmada kural olarak dinlenir; tanıklık edecekleri olaya ilişkin yazılı açıklamada bulunamazlar.

• Kendisine yapılan isnadı ve haklarını öğrenme hakkı: Kişi neyle suçlandığını ve bu suçlamalarla ilgili ne gibi haklara sahip olduğunu bilmelidir. Aksi takdirde bireysel savunma hakkı kullanılamaz. Savunma hakkının kullanılabilmesinin önkoşulu hakkındaki iddiayı öğrenmektir.

• Adil yargılanma hakkı: Tarafsızlığı ve bağımsızlığı teminat altına alınmış ve kanunla kurulmuş bir mahkeme önünde, aleni duruşmada hakkaniyete uygun olarak yargılanmayı ifade eder.

 

 

CEZA MUHAKEMESİ KURALLARININ UYGULAMA ALANI

Ceza Muhakemesi Kurallarının Zaman Yönünden Uygulanması

Derhal Uygulanma İlkesi

Bir muhakeme işlemi başlatıldığı zaman yasalar değişirse işlemin hangi kurallara göre çözümleneceği sorunu ortaya çıkar. Bir dava hangi zamanda açılırsa o zamanın kurallarına göre işlem yapılır ve bu duruma yasanın geçmişe uygulanması denir.Muhakeme yasalarının zaman bakımından uygulanmasında, kural olarak derhal uygulanma ilkesi geçerlidir.

Derhal Uygulanma İlkesinin Sonuçları

Derhal uygulanma ilkesinin sonuçları şunlardır;

1. Muhakeme işlemleri, daima o işlemin yapılacağı anda yürürlükte olan yasaya göre yapılmalıdır. Suçun işlendiği tarihin muhakeme yasalarının uygulanması bakımından bir önemi yoktur.

2. Yeni muhakeme kuralının uygulanmasında o kuralın sanığın lehinde veya aleyhinde olması herhangi bir rol oynamaz. Ceza muhakemesine ilişkin yasa sanığın aleyhinde olsa da, hemen uygulanmaya başlanır. Çünkü bu alandaki her yeni yasanın, bir öncekine oranla daha iyi ve amaca daha uygun olduğu kabul edilir.

3. Yürürlükteki yasaya uygun olarak bir kez yapılmış olan işlemler, sonradan yasa değişse de geçersiz olmaz. Örneğin, üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada müdafi mecburiyeti getirilmiş olması (CMK m.150), CMK’nın yürürlüğe girme tarihinden önceki işlemlerin geçersiz olması ve tekrarlanması sonucunu doğurmamıştır.

4. Eski yasaya göre henüz yapılmamış işlemler, artık yeni yasaya göre yapılır. Örneğin, üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yargılananlara yeni yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak işlemler için zorunlu müdafi tayin edilmiş, ancak, daha önce yapılmış olan işlemler tekrarlanmamıştır.

Derhal Uygulanma İlkesinin İstisnası

Derhal uygulanma kararı bir hukuki haksızlığa yol açacaksa eğer yasayla istisnai durumlar uygulanır.Örneğin, yeni kanun bir süreyi kısaltıyorsa, daha vakti olduğu düşüncesiyle henüz işlemi yapmamış olan kişinin elinden bu hakkını almak haksızlık olacağından, yasaya hüküm konulmalıdır. Öğretide, derhal uygulamanın haksızlıklara yol açtığı hallerde, hukukun temel ilkelerinden olan kazanılmış hak ve eşitlik ilkeleri göz önünde tutularak, bu haksızlığın giderilmesi önerilmektedir.

Ceza Muhakemesi Kurallarının Yer Yönünden Uygulanması

Bu durum ceza muhakemesi kurallarını nerede uygulanıp nerede uygulanmayacağının kararının verilmesi demektir. Bu ilke, ülkesellik (mülkilik) ilkesidir. Ülkemizde ki davalarda bizim ceza muhakeme kurallarımız geçerlidir ancak başka bir ülkeden yardım istemek gibi bir durum söz konusu olursa o ülke davayı kendi kurallarına göre yürütür ve verilen karar bizim ülkemizde geçerli kabul edilir. Günümüzde aynı şekilde muhakemede verilen kararlar kararın verildiği ülkeden başka bir ülkede de geçerliliğini sürdürür.

Ceza Muhakemesi Kurallarının Kişi Yönünden Uygulanması

Ceza muhakemesinde verilen kararlarda kişilerin yerli veya yabancı olmasının bir önemi yoktur herkese adil bir şekilde bu kurallar uygulanır. Ancak cumhurbaşkanı, milletvekilleri, diplomasi ajanları gibi görevde bulunan kişiler için özel hükümler uygulanır.

MUHAKEME ŞARTLARI

Muhakeme Şartı Kavramı

Muhakeme haberin alınmasıyla re’sen başlar ve yeterli delil elde edildiği takdirde re’sen yürütülmeye başlar. Bazı koşullarda ise soruşturma ve kovuşturmanın başlatılması veya yürütülmesi belli koşullara bağlanır. Bu kurallara muhakeme şartlarıdenir. Muhakemenin yapılması için bulunması gereken şartlara olumlu muhakeme şartları, muhakemenin yapılabilmesi için bulunmaması gereken şartlara olumsuz muhakeme şartları denir.

 

 

Muhakeme Şartlarının Bulunmamasının Sonuçları

Muhakeme şartlarının bulunması ve bulunmaması durumu her zaman geçerlidir.Muhakemenin yapılması şarta bağlı tutulmuş olup bu şartın gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığının anlaşılması halinde, davanın düşmesine karar verilir. Buna karşılık şartın henüz gerçekleşmediği, ancak gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde ise şartın gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir.

SIRA SİZDE:Yargıtay’ın durma kararı verebilmesi mümkün müdür?

Bazı Muhakeme Şartları

Şikâyetin Gerçekleşmiş Olması: Şikayet, suça maruz kalan kişinin zarar görmesinden dolayı failin cezalandırılmasını istemesidir. Suça maruz kalan kişi 6 ay içinde şikayette bulunmaz ise dava başlayamaz.Şikâyet dilekçesinde tek bir kişi gösterilmiş olsa bile, bu şikâyet suça katılan tüm failleri kapsar. Buna şikâyetin bölünmezliği veya şikâyetin sirayeti denir.

Şikâyetten Feragat Edilmemiş veya Vazgeçilmemiş Olması: Şikayetten feragat kullanılmaya müsait olan bir haktan hak sahibinin vazgeçmesi anlamına gelir. Vazgeçme hakkı bütün sanıklara uygulanır bu duruma “vazgeçmenin sirayeti veya bölünmezliği” denir.

Kusur Yeteneğinin Bulunması: Fiil tarihinde 12 yaşını doldurmamış olan çocuklar hakkında kovuşturma yasağı bulunur. Kişinin akıl sağlığı nedeniyle yaptığı bir işin de ceza ehliyeti bulunmaz.

Dokunulmazlığın Bulunmaması: Belirli sıfatlara sahip olan bazı kişiler için dokunulmazlık ilkesi geçerlidir. Örneğin bir milletvekili hakkında seçimden önce veya sonra açılmış olan herhangi bir dava da milletvekili meclis kararı olmadan hiçbir şekilde tutulamaz ve yargılanamaz.

Diğer Bazı Muhakeme Şartları: Görülmekte olan dava bulunmaması, kesin hüküm bulunmaması, suçun zamanaşımına uğramamış olması, yargılanacak kişinin hayatta olması, talep, mütalaa, izin, karar, aynı konuda aynı fail hakkında açılmış dava bulunması, ön ödemenin yerine getirilmesi, uzlaşma, af, diğer bazı muhakeme şartlarıdır.

CEZA MUHAKEMESİ İŞLEMLERİ

Genel Olarak

Muhakemeye katılan süjelerin işlemlerinin kümesine verilen isimdir. Tanık olmanın ve ifade vermenin gerekleri, şikâyet dilekçesi, iddianame hazırlanması, tutuklama kararı bunlardandır.

İşlemlerin Sınıflandırılması

Ceza muhakemesi işlemleri dilekçe gibi bir kısmı yazılı, tanıklık gibi bir kısmı sözlü, keşifte olduğu gibi bir kısmı da vücut hareketlerinden oluşur. Mahkemede sözlü yapılan açıklamalar yazılı olarak kaydedilir.

Hakimlik İşlemi Olan Kararların Verilme Usulü ve Tebliği: Mahkeme kararı duruşmalı veya duruşmasız verilebilir. Duruşmalı kararlarda savcı, sanık vs herkes dinlenirken duruşmasız kararda sadece savcının yazılı veya sözlü ifadesi geçerlidir. Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir ve verilen kararlar sanığın yüzüne bildirildiği gibi eğer isterse de yazılı belgesi de verilir.

Muhakeme İşlemlerinde Süreler

Ceza muhakemesinde süreler hak düşürücü ve düzenleyici olmak üzere iki bölüme ayrılır. Hak düşürücü süre, bir işlemin yapılıp hakkın kullanılması için geçecek maksimum süreyi ifade ederken düzenleyici süre, muhakemeyi düzenleyip kısa sürede sonlandırmak için verilmiş olan süredir. Bu süreler hafta, gün, saat ile düzenlenmiş olabilir. Karar mercileri her yıl 20 temmuz-31 ağustos tarihleri arasında tatildedir.

İşlemlerde Sürelerin Geçirilmemiş Sayılması (Eski Hale Getirme): Ceza muhakemesi kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin hak kaybını önlemek için kişi eski hale getirme isteminde bulunabilir. Yani;Sanık, yokluğunda aleyhine verilen hükümlere karşı eski hale getirme isteminde bulunabilir. Eski hale getirme işleminin süresi dilekçenin verilmesinden sonraki yedi gündür.

ÖZET

Ceza muhakemesi cezai bir işlemi sonuçlandırmak için sürdürülen faaliyetlerin bütünüdür. Ceza muhakemesi hukuku da bu faaliyetlerin kurallarını oluşturur. Ceza muhakemesi sanığın temel haklarını ihlal etmeden asıl gerçeği ortaya çıkarmaktır. Ceza muhakemesinde bir kural yürürlüğe girdiği andan itibaren muhakemede ve ileride ki tüm işlemlerde uygulanır. Bu duruma derhal uygulanırlık ilkesi denir. Yer bakımından geçerli olan kurallara ülkesellik(mülkilik) ilkesi denir. Soruşturma e kovuşturma muhakeme şartları denilen belirli şartlar altında uygulanır. Bunlar dava için gerekli olan olumlu şartlar ve davaya engel olan olumsuz şartlardır. Muhakeme işlemlerinde ayrıca Cumhurbaşkanı, milletvekili, çocuk ve ruh sağlığı yerinde olmayanlar için ayrıcalıklar yani dokunulmazlıklar söz konusudur.

Yukarıya Git