İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
İKT203U-MAKRO İKTİSAT DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZEtİ
Makro iktisat dersinin 1. ünite ders özeti

ÜNİTE 1 - MİKROEKONOMİ

Makroekonomi, ekonomiyi birbütün olarak inceler. Yanimakroekonomi ulusalekonomide devletin,firmaların ve bireylerintercihlerinin toplam etkisiyleilgilenmeyi kendisine konuedinmiştir. Bu bağlamda eğer makroekonomi ormansa, mikroekonomide o ormandaki bir ağaçtır.

Ekonomi, şimdi ve gelecekte tüketimi yapılacak mal ve hizmetlerin üretilmesive paylaşılması sürecinde bir toplumun alternatif yerlerde kullanabileceğikıt kaynakların çeşitli alanlara tahsisine karar verirken seçimlerini nasıl yaptıklarını ve bu seçimlerin sonuçlarını inceleyen bir sosyal bilimdir.

Mal ve Hizmetlerister firma düzeyinde olsun ister bireysel düzeyde olsun ihtiyacımızı gideren herşey maldır. Üniversitede aldığınız eğitim veya hastanelerden aldığımız bakımve tedaviler fiziki olmayan mallardır. Bu gruba giren maddi olmayan mallar, fizikimallardan ayırt edici özelliklerini vurgulamak için, hizmetler olarak adlandırılır.

Kaynaklarihtiyaçların karşılanması ancak kaynakların kullanılması ile mümkün olabilir.

Toprak dediğimizde aklımıza doğanın tamamı gelmelidir. Toprağın kendisi,toprağın üzerinde yetişen her şey ve madenler gibi doğadan çıkartılan her şeyiiçermektedir. Üretim sürecinin bir diğer faktörü olan emek, insanın hem fiziki hem de zihinselçabasını ifade etmektedir.

İktisatta sermaye kelimesi paradan ziyade fiziki üretim araçlarını vurgulamaktadır. Sermaye, makine ve ekipman gibi üretimde kullanılan ürünleri bir bütün olarakifade etmektedir.

Ekonomik hayatta risk alan bireyler girişimcilerdir. Kâr sağlamak veya zararakatlanmak gibi sonuçları olan ekonomik aktiviteleri hayata geçirdiği için girişimcilerinyönetsel yetenekleri olmakla beraber salt yönetici olarak nitelendirilemezler.

Girişimci diğer üretim faktörlerini arzuladığı üretimi sağlayabilecek bir formatta biraraya getiren kişidir.

İnsanların topraklarınıkullanarak elde ettiklerigelire rant, emeklerini arzederek elde ettikleri gelireücret, sermayelerinikullanarak elde ettiklerigelire faiz ve girişimcileringelirine de kârdenilmektedir.

Kıtlık, var olan bir kaynağın ne kadarının istenildiği ile ilgilidir. Eğer bir kaynağınmevcut miktarından daha fazlasını istiyorsak o kaynak kıttır. Günlük hayatımızdadoğada nadir olarak görülen anlamında kullanılan kıtlık kavramı, ekonomide dahageniş bir anlama sahiptir. Bir birey veya firma bir mal veya kaynak için ödemeyapmaya hazırsa ekonomistlerin tanımında o mal ya da kaynak kıttır.

Bireylerin tercihlerinin toplamı toplumun genel tercihlerini ve dolayısıyla kıtkaynakların nerelerde kullanılması gerektiğinin bilgisini bize verecektir. Bunu sağlayabilecek sistem de piyasa ekonomisidir.

Ekonomide kıt olmayan mallara ise serbest mal adı verilmektedir. Kurtulmak için ödeme yapmaya hazır olduğumuzher şeye ise kötü mal denilmektedir. Bu tür olumsuzluklara hava kirliliği,çöpler, nükleer ve tıbbi atıklar örnek olarak verilebilir.

Toplumlar alternatiflerarasında seçim yapmalıdır; yani hangi mal üretilecek, malların üretilmesiiçin kaynaklar nasıl tahsis edilecek ve üretilen mallar topluma nasıl dağıtılacaktır? sorularına cevap bulmalıdır. Üretim faktörlerini kullanarak müzik enstrümanıüretebileceğimiz gibi ders kitapları veya sağlık hizmeti de üretebiliriz. Çoğaltabileceğimiz bu alternatif ürünlerin tamamını veya istediğimiz miktarını, kaynaklarımızın sınırlı olması sebebiyle üretemeyiz; aralarında bir seçim yapmamız gerekecektir.

Seçim yapılmasının gerekliliği gerek hükümet gerek firma ve gerekse bireyselbazda değişmemektedir. Bir hükümet elindeki sınırlı kaynakları sağlık alanındayapılacak yeni çalışmalara aktarmakla savunma harcamalarına ya da bir sanatsaletkinliğe aktarmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilir. Bu durum, bireyleriçin de geçerlidir. Kişiler zaman ve gelirlerini nasıl harcayacaklarına alternatiflerarasında yaptıkları seçimle karar verirler. Girişimciler de emek, sermaye vetoprağı nasıl kullanacaklarına karar verirler. Sonuç olarak kıtlığın bir sonucu olaraktoplumların alternatifler arasında bir seçim yapmaları kaçınılmazdır. Bir şeyiseçmek demek diğer alternatiflerden vazgeçmek anlamına gelir ve bunun toplumabir maliyeti vardır. Ekonomistler buna fırsat maliyeti adını vermektedir.

Fırsat maliyeti bir şeyiseçtiğimizde vazgeçtiğimizalternatiflerin değerini ifadeetmektedir.

Rasyonel davranış, ekonomistlerin insanların seçimlerini nasıl yaptıklarını açıklamakiçin kullandıkları bir terimdir. Rasyonellik, insanların ulaşabildikleri mevcutbilgiler ışığında kendilerine en büyük tatmini sağlayacak tercihi yapacağını ifadeetmektedir. Bir başka deyişle rasyonellik, bireylerin içinde bulundukları koşullar çerçevesinde ulaşabilecekleri en iyi tercihi yapma gayretleri anlamına gelmektedir.Burada rasyonel bireylerin amaçlarına ulaşmak için bilinçli çaba harcayacaklarıkabul edilir.

TEŞVİKLER, DÜRTÜLER VE EKONOMİK MODELLER

Ekonomistler bireylerin ve firmaların, kaynakların dağılımını nasıl yaptıklarınıve piyasadaki fiyatların nasıl belirlendiğini açıklamak, etkileşimleri ve sonuçlarınımantıklı ve bilimsel detaycılık ile anlamak için ekonomide modeller oluştururlar.Oluşturulan modeller başlangıçta basitleştirilmiş ve gerçeklerden kopuk veya aşırıabartılı ve zor görülebilir. Bu bazı açılardan doğru olsa bile, iktisadi modeller, rasyonelbireylerin çıkarları doğrultusundaki davranışlarını ve bu davranışların sosyaletkilerini anlamak için mantıksal olarak tutarlı biçimde oluşturulurlar.

Ekonomik modeller karmaşık olan ekonomik süreçlerin daha iyi anlaşılabilmesiiçin mümkün olduğunca basitleştirilmelidir. Bu nedenle bu süreçte çok sayıda iktisadiilişkiyi incelerken basitleştirici varsayımlarda bulunuruz. Oluşturulan modellerindaha iyi anlaşılabilmesi için grafik, şekil ve tablolar ile matematiksel denklemlerkullanırız.

Ekonomistler sebep sonuç ilişkilerinde özellikle pozitif analizlerle ilgilenirler. LCDtelevizyonlarının fiyatları bu ürünü alanların sayısı arttığı için ucuzluyor mu? Ya daLCD televizyonların fiyatları ucuzladığı için mi bu ürünü alanların sayısı artmaktadır? Yoksa hem LCD televizyon fiyatlarını düşüren ve bu ürüne talebi artıran başkabir faktör mü var? Bunlar bir ekonomistin irdelemek isteyeceği pozitif iktisatalanına giren konulardır.

Diğer bilimlerde olduğu gibi iktisatçılar da bazı varsayımlar altında çalışmalarını yürütmektedirler. Bunların en önemlilerinden bir tanesi “ceterisparibus” varsayımıdır. Latince bir terim olan ceterisparibus “diğer şeyler eşit “ anlamına gelmektedir.

Herhangi bir faktörün ilgilendiğimiz değişken üzerine etkisini ölçebilmekiçin diğer tüm faktörlerin değişmediğini varsaymak zorundayız.

Mikroekonomik Modellerde Kullanılan Analitik Araçlar

Kısıtlı Optimizasyon

Kısıt altında tercihler bilimi olan iktisatta “kısıtlıoptimizasyon” aracı; bir karar verici,seçeneklerdeki mümkün olan tüm sınırlamaları ve kısıtlamaları göz önündebulundurarak en uygun seçimi yapma arayışı içinde olduğunda kullanılır. Tipik birkısıtlıoptimizasyon probleminin iki bileşenden oluştuğunu düşünebiliriz: bir amaçfonksiyonu ve kısıtlar kümesi.

Denge Analizi

Mikroiktisatta ikinci önemli araç denge analizidir. Bu kavram bilimin bir çok dalındada karşımıza çıkar. Bir sistemdeki denge, dışsal faktörler değişmediği sürece,yani hiçbir dış faktör dengeyi bozmadığı sürece, belirsiz bir süre boyunca devameden durum ya da oluşumdur.

Karşılaştırmalı Durağan Analiz

Üçüncü analitik aracımız olan karşılaştırmalı durağan analiz, dışsal değişkenlerdenbirindeki değişmenin bir ekonomik modeldeki içsel değişkenin seviyesininasıl etkileyeceğini incelemek için kullanılır. Karşılaştırmalı durağan analiz kısıtlıoptimizasyon problemlerine veya denge analizine uygulanabilir. Karşılaştırmalıdurağan analiz, bir ekonomik modeldeki iki farklı fotoğrafı karşılaştırmamızaolanak tanıyarak “önce ve sonra” analizi yapmamızısağlar. İlk fotoğraf dışsal değişkenlerin birtakım veri ilk değerlerinde içsel değişkenlerin hangi değerleri aldığını gösterir. İkinci fotoğraf ise incelediğimiz içsel değişkenlerin dışsal bir şokkarşısında, yani bazı dışsal değişkenlerin değerindeki bir değişme karşısında, nasıl değiştiklerini anlatır.

Pozitif iktisat bir şeyin neolduğu ya da ne olacağısorusu ile ilgili olup doğruyada yanlışlığısınanabilirdir.

Normatifiktisat ise ne olmalıdırsorusuyla ilişkili olup değeryargısı içermektedir.

MİKROEKONOMİNİN TARİHÇESİ

18. yüzyılın sonlarına doğru ekonomik sorunlara bilimsel yaklaşımlar geliştirilmeyebaşlandı. Adam Smith’in (1723-1790) Ulusların Zenginliği adlı yapıtını 1776yılında yayımlaması modern ekonomi biliminin başlangıcı kabul edilmektedir.Adam Smith piyasa güçlerini sistematik olarak incelemiştir. Bu incelemede değerkonusunda bazı sorunlarla karşılaşmıştır. Smith, kullanım değeri ve değişim değerleriniayırmış ve bu ayrım ile de ünlü su-elmas paradoksunu ortaya çıkarmıştır.

18. yy. ve hatta 19. yüzyılın başarında ekonomistleri çok uğraştıran bu paradoks;çok gerekli bazı malların fiyatlarının düşük olmasından ve bazı zorunlu olmayanmalların yüksek fiyatlı oluşundan ortaya çıkmıştır. Adam Smith’in ardındanDavid Ricardoda (1772-1823) bu paradoksu çözmeye çalışmış fakat kullanım değeri ile fiyatı ayrı gördüğü için sorunu çözememiştir.

Ne Adam Smith ne de David Ricardo su-elmas paradoksuna tatmin edici bir çözümgetirememişlerdir. Kullanım değeri hakkında tartışma bırakılmış, sadece değişimdeğeri yani fiyat incelenmeye başlanmıştır. Bu açıklamalarda en öne çıkanemek-değer teorisidir. Hiç kimse bir malın fiyatında, o mal üretilirken ortaya çıkan maliyetin etkisi olmadığını söyleyemez. Üretim maliyeti en başta işgücü maliyetindenoluşmaktadır.

1870’lerde bir grup ekonomist değişim değerini, toplam faydanın değil de kullanılan son birim malın sağladığı faydanın(marjinal faydanın) belirlediğini öne sürmüştür.

Ortaya konan bu yaklaşım yaygın kabul görmüş ve marjinalist devrimolarak adlandırılmıştır. Su elbette hayati önem taşır ve hayat boyu gereklidir. Ancaksu oldukça fazla bulunduğundan bir yudum fazlası insanlar için daha düşükdeğere sahiptir. Yani suyun marjinal -son biriminin- faydası düşüktür. Aynı zamandasu üretiminin marjinal maliyeti de oldukça düşüktür. Elmas ise hayati değer taşımamakla birlikte çok az bulunduğu için marjinal değeri yüksektir. Ayrıca üretimide güç olduğundan marjinal maliyeti yüksektir. Marjinalist yaklaşımda bir malınhem marjinal faydası hem de maliyeti göz önüne alınmıştır. Fayda, talebi belirleyenbir etmendir; maliyet ise üretimi yani arzı belirleyen bir faktördür. Anlaşılacağı gibi marjinalistler fiyatların talep tarafından da etkilendiğini fark etmişlerdir ancakbunu kesin olarak açıklayamamışlardır.

Marshall modeli oldukça kullanışlı ve değişimleri iyi gösteren bir model olmasına karşın bir kısmi denge modelidir ve bir seferde bir piyasayı inceler. Bazı sorulariçin bu perspektif daralması analitik basitlik ve görüş keskinliği sağlar.

Mikroekonomi su-elmas paradoksuna tatmin ediciçözüm bulunması ve marjinalist devrimle hızlıbir gelişme süreci içerisine girmiş, Marshall’ ınkısmi denge analizi, Walras’ın genel denge analizive Edgeworth ve Pareto’nun ekonomik etkinlikve refah konusunda yaptığı katkılarla oldukçaönem kazanmıştır. Belirsizlik ve oyun teorisiningelişimiyle de zirve yapmıştır.

*Bir ürün eğer kıtsa, onun son biriminden elde edilecek fayda da o kadar yüksek olacaktır. Bu aynı şekilde değeri içinde geçerlidir.

Yukarıya Git