İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
ATA AÖF - KİMYASAL MADDELER VE TEHLİKELERİ 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ
1. ÜNİTE - KİMYASAL MADDELER VE TEHLİKELERİ Kimya, maddenin yapısını, özelliklerini, maddeler arasındaki ilişkileri ve oluşan tepkimeleri, bu tepkimelerin hızını, enerji ile ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır. Kütle ve ağırlık farklı kavramlardır. Kütle hacmi dolduran madde miktarı; ağırlık ise bu kütleye etki eden çekim kuvvetidir. MADDE; Hacmi ve kütlesi olan her şeye madde denir. Maddenin şekillendirilmiş hâli de cisim olarak bilinmektedir. Her noktasında, sıcaklık, derişim, yoğunluk, kırılma indisi gibi fiziksel özelliklerinin aynı olduğu belli sınırla çevrilmiş sisteme faz denir. Homojen karışımlara çözelti denir. Bir çözeltide karışanların miktarı derişim kavramı ile ifade edilir. En çok kullanılan derişim birimi 1 litre çözeltide çözünen maddenin mol sayısı olarak gösterilen molarite’dir. Bunun yanında yüzde derişim, molalite veya mol kesri gibi derişim birimleri de kullanılabilir. İçtiğimiz su, homojen olduğu, her tarafı aynı göründüğü halde, içinde az da olsa iyonlaşmış tuzlar ve hava ihtiva eder. O halde bir karışımdır. Bilinen yöntemlerle kendisinden daha basit maddelere ayrıştırılamayan maddeye saf madde denir.

1.  ÜNİTE - KİMYASAL MADDELER VE TEHLİKELERİ

Kimya,  maddenin yapısını,  özelliklerini,  maddeler arasındaki ilişkileri ve oluşan tepkimeleri,  bu tepkimelerin hızını,  enerji ile ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.

Kütle ve ağırlık farklı kavramlardır.  Kütle hacmi dolduran madde miktarı;  ağırlık ise bu kütleye etki eden çekim kuvvetidir.

MADDE;  Hacmi ve kütlesi olan her şeye madde denir.  Maddenin şekillendirilmiş hâli de cisim olarak bilinmektedir. Her noktasında,  sıcaklık, derişim,  yoğunluk,  kırılma indisi gibi fiziksel özelliklerinin aynı olduğu belli sınırla çevrilmiş sisteme faz denir. Homojen karışımlara çözelti denir. Bir çözeltide karışanların miktarı derişim kavramı ile ifade edilir. En çok kullanılan derişim birimi 1 litre çözeltide çözünen maddenin mol sayısı olarak gösterilen molarite’dir. Bunun yanında yüzde derişim,  molalite veya mol kesri gibi derişim birimleri de kullanılabilir. İçtiğimiz su, homojen olduğu, her tarafı aynı göründüğü halde,  içinde az da olsa iyonlaşmış tuzlar ve hava ihtiva eder. O halde bir karışımdır.  Bilinen yöntemlerle kendisinden daha basit maddelere ayrıştırılamayan maddeye saf madde denir.

Madde tabiatta üç hâlde bulunabilir.

*Katı hâl: Maddeyi oluşturan taneciklerin birbirlerine en yakın oldukları ve birbirlerini en çok çektikleri hâldir.

*Sıvı hâl: Tanecikler katı hâle göre birbirlerini daha az çekecekleri için birbirlerinden daha uzaktadırlar.

*Gaz hâli: Taneciklerin birbirlerini en az çektikleri,  birbirlerinden en uzak oldukları hâldir.

Kütlenin Korunumu Kanunu: Bir kimyasal (veya fiziksel) olayın başlangıcındaki toplam kütle ne kadar ise olaydan sonrada toplam kütle aynıdır,  değişmez.

*Sabit Oranlar Kanunu: Bir bileşiği oluşturan elementlerin kütleleri arasındaki oran sabittir.  Her farklı bileşik için böyle sabit bir oran mevcuttur.

* Katlı Oranlar Kanunu: İki madde aynı elementlerden oluşuyorsa bu elementlerden birinin belirli miktarı ile birleşen diğer elementin kütleleri arasında tam sayılarla ifade edilen bir oran vardır.

 

*Birleşen Hacimler Kanunu: Aynı şartlarda (sıcaklık ve basınç aynı) birbirleriyle tam olarak tepkimeye giren gazların hacimleri arasında tam sayılı oran vardır.

ATOMLAR VE MOLEKÜLLER;  Atom,  bölünemeyen anlamında olmasına rağmen tüm atomlar,  daha küçük proton,  nötron ve elektron denilen parçacıklardan oluşmuşlardır.  Farklı tür maddeler aynı tür üç taneciğin farklı sayıda birleşmelerinin bir sonucu olarak meydana gelirler.  1 birim yük,  1, 6·10–19 coulomb elektrik yüküdür.  Protonların yükü +1 birim yük,  elektronların yükü -1 birim yüktür.  Nötronlar yüksüz taneciklerdir.  Atomun kütlesi ise yaklaşık olarak proton ve nötronlardan oluşur.  Bu iki taneciğin kütlesi hemen hemen birbirlerine eşit olup,  elektronun kütlesinin de yaklaşık 1850 katı kadardır.  Elementler tek bir cins atomdan meydana gelirler.  Her element IUPAC tarafından kabul edilmiş uluslararası bir simge ile gösterilmektedir.

Atomun cinsini yani kimyasal özelliklerini belirleyen parçacık protondur.  Bir atomun proton sayısına atom numarası denir,  Z ile simgelenir ve hiçbir kimyasal olayda bu sayı değişmez.  Atom numarası,  gerekli olduğu zaman atomun simgesinin sol alt köşesine yazılır . İyon oluşurken atomun kütlesinin değişmediği kabul edilir.

Çok kullanılan elementlerin simgeleri

Hidrojen

Hydrogen

H

Karbon

Carbon

C

Azot

Nitrogen

N

Oksijen

Oxygen

O

Bakır

Cupper

Cu

Demir

Iron

Fe

Gümüş

Silver

Ag

Altın

Gold

Au

Civa

Mercury

Hg

Klor

Chlorine

Cl

Kurşun

Tin

Pb

Çinko

Zinc

Zn

 

Nötral yani yüksüz bir atomda protonların sayısı (pozitif yüklerin sayısı) elektronların sayısına (negatif yüklerin sayısına) eşit olmalıdır.  Elektron alan bir atom,  aldığı elektron sayısı kadar negatif yüklenirken;  elektron veren bir atom verdiği elektron sayısınca pozitif yüklenmektedir.

Atomların ağırlıkları,  tek bir atom için akb (atomik kütle birimi) cinsinden verilir.  Bu miktarın gram olarak ifadesi 1 mol miktarları yani 6, 02·1023 tane atom için ağırlık olarak alınır.

•Sodyum elementinin atom ağırlığı Na=23 şeklinde verilir.

•Bu bir tane Na atomunun ağırlığı 23 akb demektir.

•Na=23 gram olarak alınması ise;  1 mol yani 6, 02·1023 tane Na atomu 23 gram ağırlığındadır anlamına gelir.  Bileşiğin yapısında her atomun kaç tane olduğunun (bağıl atom sayısı) atom simgelerinin sağ alt köşesine yazılması ile oluşan yapıya,  kimyasal formül veya molekül formülü denir.  Moleküllerin ağırlıkları,  tek bir molekül için akb (atomik kütle birimi) cinsinden verilir.  Bu miktarın gram olarak ifadesi 1 mol miktarları yani 6, 02·1023 tane molekül için ağırlık olarak alınır.

Elementin simgesinin hiçbir tarafında elektron sayısı gösterilmez.  Simgenin sağ alt köşesinde bağıl atom sayısı gösterilir.

Kimyasal Olay: Odunun yanması;  Bu olayda odun oksijen ile birleşmiştir.  Olay sonucunda oluşan maddeler odun özelliklerini göstermezler.  Bunlara kül,  is veya duman gibi isimler verilir.  Bu olayla yepyeni özellikte maddeler oluşur.

Fiziksel Olay: Odunun balta ile parçalanması; Bu olay sonucunda oluşan bütün parçalar yine odun özelliklerinin tümünü gösterirler.  Ancak sayı ve hacimleri değişmiştir.

Fiziksel veya kimyasal bir olay denklem denilen kısaltmalarla yazılır.  Bunun için maddelerin kimyasal formüllerinin bilinmesi gerekir.  Kömürün yanması,  onun oksijenle kimyasal tepkimeye girerek karbondioksit gazı oluşturmasıdır.  Bu olaya ait tepkime denklemi şu şekilde yazılır.  C(k)+O2 (g)CO2 (g)

Kimyasal tepkime denklemine yazılacak stokiyometrik katsayılar o şekilde seçilmelidir ki,  tepkime kütlenin korunumu kanununa uysun.  Bu yapılan işleme tepkime denklemini denkleştirme adı verilir.

 Stokiyometride üç temel kaide vardır;   

  1. Verilen değerin birimi mol cinsine çevrilir.
  2. Verilenin molünden faydalanarak istenilen mol olarak hesaplanır. 
  3. Bu işlem için tepkimenin kimyasal denkleminden yararlanılır. 
  4. Mol cinsinden bulunan istenilen gerekli birime çevrilir. 
  5. Bu işlem için maddenin kimyasal formülünden yararlanılır.

MOL KAVRAMI; 

Tabiatta madde miktarı çeşitli şekillerde verilebilir.  Kimyada ise madde miktarı mol olarak verilir.  1 mol içinde Avagadro sayısı (6, 02·1023 tane) kadar tanecik (maddenin yapısına göre atom veya molekül) bulunduran madde miktarıdır.  1 mol gaz N. Ş. A.  (Normal Şartlar Altında,  0oC sıcaklık ve 1 atm basınçta) 22, 4 L hacim kaplar.  Kimyasal formüller iki türlü değerlendirilebilir.  He yazılışı:

• Madde atomlardan oluşmaktadır. 

• Baştaki rakam yazılmadığı zaman 1 olarak alınır.

• Bu formül 1 tane He atomunu simgeler. 

• Bu formül 1 mol yani 6, 02·1023 tane He atomunu da simgeler.  F2 yazılışı:

• Madde moleküllerden oluşmaktadır. 

• Baştaki rakam yazılmadığı zaman 1 olarak alınır. 

• Bu formül 1 tane F2 molekülünü simgeler. 

• Bu formül 2 tane F atomunu simgeler. 

• Bu formül 1 mol yani 6, 02·1023 tane F2 molekülünü de simgeler.  Avagadro hipotezi: Aynı sıcaklık ve basınçta gazların eşit hacimlerinde eşit sayıda tanecik bulunur.  Klor elementinin iki çeşit izotopu vardır.  Bunlardan Cl1735 tabiatta % 75, 53 oranında bulunurken Cl1737 izotopu % 24, 47 oranında bulunmaktadır.

İZOTOPLAR;

Aynı elementin değişik nötron sayılı çeşitlerine izotop denilir.  Kimyasal bağ oluştuğunda maddenin yapısında ve özelliklerinde köklü değişiklikler olduğu hâlde,  zayıf etkileşimler maddenin hâli ve enerjisinde değişiklik oluşturabilir.

Kimyasal bağlar üç çeşittir:

İyonik bağ: Bir atom elektron vererek pozitif yüklü iyon yani katyon oluşturur.  Diğer bir atom bu elektronu alarak negatif yüklü bir iyon yani anyon oluşturur.  Fizik kurallarına göre katyon ile anyon birbirlerini elektrostatik olarak çekerler.  Bu çekime iyonik bağ denir.

• İki atom da elektron almak ister.  Bu nedenle elektronlarını ortak kullanabilmek için birbirlerine yaklaşırlar ve aralarında bir bağ oluşur buna kovalent bağ denir.

Metalik bağ: Metal atomlarının değerlik elektronları çekirdek tarafından zayıf olarak çekilirler.  Bu değerlik elektronlarını serbest bırakan atom katyon oluşturur.  Katyonlar ile değerlik elektronlarından oluşan negatif yük bulutu arasındaki elektrostatik çekime iyonik bağ denir.

•Hidrojen gazı yanıcı bir gazdır.

•Oksijen gazı yakıcı bir gazdır.

•Su, iki tane hidrojen atomunun bir tane oksijen atomuna kovalent bağlarla bağlanmaları sonucu oluşur.  H2O formülü ile gösterilir.

•Su ne yanıcı ne de yakıcıdır.  Tam tersine ateşi söndürmek için kullanılmaktadır.

Örnek

•Hidrojen gazı yanıcı bir gazdır.

•Oksijen gazı yakıcı bir gazdır.

•Su,  iki tane hidrojen atomunun bir tane oksijen atomuna kovalent bağlarla bağlanmaları sonucu oluşur.  H2O formülü ile gösterilir.

•Su ne yanıcı ne de yakıcıdır.  Tam tersine ateşi söndürmek için kullanılmaktadır.

• Hidrojen bağı: Bir molekülde N,  O ve F gibi elektronegatif atoma bağlı H atomu ile diğer moleküldeki N,  O veya F atomu arasında oluşan çekim kuvvetidir.

Canlı hayatının temeli DNA molekülünde çift sarmal yapının oluşabilmesi için zinciri oluşturan H-bağıdır.

-H2O molekülleri bir odada kap içerisinde sıvı hâlde bulunurlar.  Bu su yere döküldüğü zaman,  moleküller birbirleri üzerinden kayarak yayılırlar fakat özelliği değişmez.

-Odanın sıcaklığı düşmeğe başlarsa bu H2O birimleri birbirlerine yaklaşmaya ve daha az hareket etmeye başlarlar.  Sıcaklık 0oC olunca katı su oluşur vki buna buz denilmektedir.

-Sıcaklık yükselmeğe başlarsa moleküller birbirlerinden uzaklaşarak sıvılaşırlar.  Sıcaklık arttıkça tanecikler daha da hareketlenir ve aralarındaki uzaklık artar.  Sıcaklık 100oC'nin üzerine çıkarsa çok hızla hareket eden,  H2O moleküllerinin birbirlerinden çok uzak oldukları gaz hâli gerçekleşir ki buna da su buharı denilmektedir.

-Bu üç hâlde de zayıflayan veya kuvvetlenen sadece H2O molekülleri arasındaki zayıf çekim kuvvetleridir. Kovalent bağlar her üç halde de aynıdır.

 Not: *Çözelti sınıfına giren maddeler: gazoz, duman, amalgam

*Suyun (h2O)donması ile ilgili kuvvetler h-bağıdır

*Hem çözünürlüğü hem de çözünme hızını sıcaklığı değiştirmek etkiler. 

Yukarıya Git