İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
FOT101U-TEMEL FOTOĞRAFÇILIK DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ
FOT101U-TEMEL FOTOĞRAFÇILIK DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİNE VE DİĞER DERSLERİN DERS ÖZETİNE ULAŞABİLİR, AÖF ÇIKMIŞ SORULARI, AÖF DERS ÖZETLERİNİ VE AÖF YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARI ONLİNE SİPARİŞ VEREBİLİRSİNİZ...

I. ÜNİTE - FOTOĞRAF, IŞIKLA RESMETMEK ve FOTOĞRAF MAKİNESİ

FOTOĞRAF NEDİR ?

Fotoğraf, insanların gördükleri ve yaşadıkları olayları, iki boyutlu bir kağıda aktardığı bir araçtır. Bu yönüyle bir kitle iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır.

Her fotoğraf görülen ve yaşanan olayların bir belgesidir.

FOTOĞRAFIN BULUNUŞU

Fotoğraf sözcüğü ilk kez İngiliz Sir John F. W. Herschel  tarafından 1840 yılında kullanılmıştır. Sir John, yakın arkadaşı olan İngiliz bilim adamı William Henry Fox Talbot’un uyguladığı yeni yöntemle, yüzey üzerinde elde ettiği görüntüye fotoğraf adını vermiştir.

Tarihsel olarak fotoğrafın farklı ortamlar için üç kez bulunuşu söz konusudur.

Birinci bulunuşu yüzey üzerinde resmetme tekniği olarak  bulunuşudur. Bu buluş 1827 yılında Joseph Nicéphore Niépce  tarafından yapılmıştır.

Fotoğrafın ikinci kez bulunuşu ise bu resmetme tekniğinin çoğaltma teknolojisi olarak bulunuşudur. Negatif film yüzeyine bir görüntünün kaydedilmesi, yeni bir buluştur. Bu şekilde fotoğraf artık kaydettiği görüntüyü çoğaltarak yayan bir ortam olmuştur. Bu buluş 1841 yılında William Henry Fox Talbot  tarafından yapılmıştır.

Fotoğrafın üçüncü bulunuşu ise sanat olarak, sanatın ortamında bulunuşudur. Bu yeni resmetme ve çoğaltma tekniğinin kendine özgü özelliklerini kullanarak; David Octavius Hill, Robert Adamson, G.F.T. Nadar, Oskar Gustave Rejlander, Julia Margaret Cameron  gibi duyarlı kişiler 1845 yılından itibaren, fotoğrafı sanatın ortamına sokmuşlardır.

Yunanca photos ‘ışık’ ve graphos ‘çizmek’ sözcüklerinden oluşan Photography İngilizce de fotoğraf karşılığı olarak kullanılır. Yani fotoğraf İngilizce bir sözcüktür, kökeni ise Yunanca’dır.

Fotoğrafta, ışık ve optik yoluyla yüzey üzerinde ortaya çıkan resme görüntü diyoruz.

Optik ve ışık ile elde edilen görüntüler kimya biliminin yardımı ile yüzey üzerinde kalıcı hale getirilir.

Uzun süren çalışmalar sonucu, yaratıcı insanların emeği ile görüntünün yüzey üzerinde kalıcı hale getirilmesi fotoğrafı meydana getirmiştir.

FOTOĞRAFIN BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ

Fotoğraf yaşam içinden bir anı alır ve ölümsüzleştirir.

Fotoğraf, mekanı ve zamanı farklılaştırır.

İyi ve kötü fotoğraflar meydana gelebilir. İyi fotoğraf için teknik, ışık ve görme gerekir. Konu ise bu üçlüyü bir üçgen olarak düşünürsek üçgenin tam ortasında kalır.

Fotoğraf oluşurken, fotoğraf makinesi içinde çok karmaşık bir süreç yaşanır. Karmaşık ve teknik olan bu süreci iki ana başlıkta toplayabiliriz:

-Fotoğraf makinesi ile doğru pozlama

-Görüntünün fotoğraf kartına aktarımı                                                 

Fotoğraf ışık ile meydana gelir. Işık olmadan fotoğraf olmaz.

Bakmak ile görmek aynı şey değildir. Bu nedenle fotoğrafta fotoğrafçının neye baktığından çok ne gördüğü iyi bir fotoğraf için çok önemlidir. Görmek fiziksel bir süreç sonucunda ortaya çıkmasına karşın tamamen zihinsel bir süreçtir.

FOTOĞRAFIN TEKNİK SÜRECİ

Fotoğrafın teknik süreci denildiğinde anlaşılması gereken şey; fotoğraf makinesiyle bir konunun fotoğrafın çekilmesi, bu şekilde optik yoluyla görüntüsünün yüzey üzerine kaydedilmesi, yüzey üzerine kaydedilen bu görüntünün, gerçek bir resim olarak yüzey üzerinde ortaya çıkmasıdır. Bu anlamda iki tane temel süreç söz konusudur:

İlki fotoğraf makinesi aracılığıyla bir konunun fotoğrafının çekimidir.

İkincisi ise fotoğraf makinesinde bir yüzey üzerine kaydedilen ve gözle görülemeyen bu gizli görüntünün gerçek gözle görülebilir bir resim hâline dönüştürülmesidir.

Bu iki aşamalı süreç fotoğrafın temel sürecidir.

 

 

 

 

 

 

Fotoğrafçılık tarihi 2 ana dönemden oluşur: Film dönemi ve sayısal (dijital) dönem

Film dönemi 1800'lü yılların ortalarından itibaren gelişerek yaygınlaşmıştır.

Sayısal (dijital) fotoğrafçılık ise 1900'lü yılların son çeyreğinde yaygınlaşmaya başladı.

Temel fotoğrafçılık denildiğinde film teknolojisi ile ilgili süreç anlaşılır.

Temel fotoğrafçılığın teknik sürecini yukarıda ilk şeklimizde belirttik.

Teknik süreçle ilgili şu başlıkları aklımızın bi' kenarına yazalım:

-Netleme sistemi

-Diyafram ve örtücü sistemleri

-Alan derinliği

-Pozlama

-Duyarlı yüzey

-Işık ölçümü

-Konu belirleme

Netleme Sistemi: Fotoğraf makinelerinde teknik açıdan doğru görüntü elde etmek objektif yoluyla gerçekleşir. Objektifin sağladığı görüntünün öncelikle net olması gerekir.

Diyafram ve Örtücü Sistemleri: Diyaframın küçülen-büyüyen delik şeklinde bir açıklık olarak ışığa duyarlı film yüzeyine düşen ışığın miktarını belirler. Örtücü sistemi ise diyafram yoluyla gelen ışığın hangi süre ile film yüzeyine ulaşacağını belirler.

Diyafram açıklığı “f” harfiyle “rakam” olarak belirlenir. Örneğin, f 2.8, f 5.6, f 22 gibi.

Diyafram değerleri rakam olarak küçüldüğünde açıklık olarak büyür. Rakam olarak büyüdüğünde ise açıklık olarak küçülür. Doğal olarak diyafram değerleri rakam olarak büyüdüğünde geçirdiği ışık miktarı azalır. Örtücü sistemi belirlenen zaman aralığına göre açılıp kapanır

Alan Derinliği: Belirlenen diyafram değerine göre kaydedilen görüntünün alan derinliği ortaya çıkar. Netlenen nesnenin önünde ve arkasına belli bir alanın net görülmesini sağlar. Diyafram değerleri rakam olarak yükseldiğinde bu alan genişler, rakam olarak azaldığında ise bu alan da daralır.

 

Pozlama: Işığa duyarlı yüzey olan filmin (sayısal teknolojide algılayıcı) diyafram ve örtücü sistemleri yoluyla doğru bir şekilde ışıktan etkilenmesidir. Fotoğrafı çekilen nesnenin içinde bulunduğu ışık konumuna göre diyafram ve örtücü değerleri belirleyerek görüntünün film yüzeyine kaydedilmesini sağlamaktır.

Duyarlı Yüzey: Fotoğraf makineleri açısından duyarlı düzey film ya da algılayıcılardır. Bu yüzeylerin ışığa duyarlılığı önceleri ASA ve DIN olarak günümüzde ise ISO değeriyle belirlenir. ISO değeri yükseldikçe duyarlı yüzeyin ışığa karşı olan duyarlılığı artar. Yani yüksek ışık ortamlarında düşük ISO değeri, az ışık ortamlarında ise yüksek ISO değeri olan duyarlı yüzeyler tercih edilir.

Işık Ölçümü: Fotoğraf çekerken ortamın ışık koşulları aydınlık ve karanlık alanların farklı ya da uyumu doğru bir şekilde ölçülerek, diyafram ve örtücü sistemlerine uygulanması gerekir. Bunu sağlamak için farklı ölçüm yöntemleriyle ortam ışık ölçümü yapılabilir.

Konu Belirleme: Bu aşamaya kadar sözünü ettiğimiz başlıklar, teknik süreçlerle ilgilidir. Bu nedenle de bilimsel doğrular konuların anlaşılabilmesi ve uygulanabilmesi için kaçınılmazdır.

IŞIK

Işık varsa görme vardır, ışık yoksa görme yoktur. Işığın sayesinde insanoğlu eşyayı görebilir. Ancak kimi zaman insan değil eşyayı ışığı dahi göremeyebilir. Örneğin gamma, x, morötesi, kızılötesi gibi isimlerle anılan ışıklar insan gözü ile görülemez.

Işığın temel niteliklerini hadi şu şekilde sıralayalım:

-Işık bir kaynaktan yayılan enerjidir.

-Işık hareket halindedir.

-Işık dalgaları düz olarak hareket eder.

-Hareket halindeki ışık karşılaştığı yüzeye bağlı olarak, yayılarak ya da kırılarak ilerler.

YÜZEY ÜZERİNDE GÖRÜNTÜ

Yansımalar ve gölgeler bir izdüşüm olarak yüzey üzerinde ortaya çıkar.  Bir nesne arkadan aydınlatıldığında, nesnenin izdüşümü yüzey üzerinde görüntü olarak ortaya çıkar.

 Belirli bir kaynaktan çıkan ışık dalgaları hareket ederek ilerlerken ışık geçirmeyen bir nesneyle karşılaştığında bu nesneyi geçemez, nesnenin dışındaki ışık dalgaları ilerleyerek yollarına devam ederler ve ilk karşılaştıkları yüzeye çarparak nesnenin izdüşümünü oluşturur.

Nesnenin bütün yüzeyi ışık geçirmez ise, izdüşüm bir gölge şeklinde, yani karanlık olarak oluşur. Nesnenin yüzeyinde yarı geçirgen bölgeler var ise, bu kez izdüşüm karanlık bir gölge değildir. Farklı tonlardan oluşur.

FOTOĞRAF MAKİNESİ

İnsanın sürekli sorgulayan hayal gücünün bir ürünü olan fotoğraf makinesi, fotoğrafın resmetme aygıtıdır.

Fotoğraf makinesi, birbiri ile ilişkisiz gibi görünen optik ve ışığa duyarlı yüzeyi bir aygıt üzerinde birleştirir.

Fotoğraf makineleri değişmeyen üç temel elemandan oluşur:

1. İçeri ışık sızdırmayan karanlık kutu, yani gövde

2. Net görüntü elde edebilmek için objektif

3. Görüntünün ortaya çıktığı ve üzerine filmin yerleştirildiği bölüm

Bu temel elemanların yanında üç temel kontrol sistemi vardır:

1. Bakaç

2. Netleme

3. Pozlama

Fotoğraf makineleri kullandığı film boyutuna göre 3 temel grupta toplanır:

1. 35 mm. film kullanan makineler

2. Rol film kullanan makineler

3. Yaprak film kullanan makineler

35 mm Fotoğraf Makineleri

Görüntü boyutu 24x36 mm. dir. Taşıma kolaylığı ve yardım araçlarının çeşitliliği en yaygın kullanılan makine olmasına neden olmuştur.

Bu makinelerde film kullanılır ve 35 mm. filmin her bir kaseti içinde 36 kare yer alır.

35 mm. Sabit Objektifli Fotoğraf Makineleri

Kompakt makineler olarak adlandırdığımız makinelerdir. Netleme sistemi netleme bileziği ile yapılır.

Bu makinelerde konu doğrudan bakaçtan görülür. Görüntü ise objektif yolu ile oluşur. Yani fotoğrafçının gözü ile objektif aynı şeyi görmez.

35 mm. Tek Objektifli Fotoğraf Makineleri

SLR ismi ile bilinir. Bu makinelerde objektiften giren ışık bir ayna sisteminden yansıyarak fotoğraf çekenin gözüne yani bakaca ulaşır. Bu sistem refleks fotoğraf makinelerinde yer alır.

Telemetreli Fotoğraf Makineleri

Bu makinelerde bakaçtan bakıldığında konu objektifin içinden değil doğrudan bakaç sistemi yoluyla görülür.

Telemetreli fotoğraf makinelerinin bakacı gözümüzün çalışma sistemine benzer. Bu makinelerde geniş açılı objektif kullanıldığında, netlik yapmak refleks makinelere göre daha kolaydır.

Roll Film Fotoğraf Makineleri

35 mm. fotoğraf makinelerinde elde edilen görüntünün boyutu 24x36 mm.dir. Roll filmler ise 6x4,5 cm., 6x6 cm. ve 6x7 cm. boyutlarında görüntü sağlar.

 Bunun anlamı şudur:

Roll film, 35 mm.ye göre üç-beş kez büyük görüntü sağlar. Doğal olarak da görüntü kalitesi çok yüksektir. Roll film kullanan makineler, orta boy fotoğraf makineler olarak da bilinir.

Roll film boyutu standarttır. Filmin 6 cm. olan eni kullanılarak, bu makinelerde üç farklı boyut elde edilir. Bunlar, 6x4,5 cm., 6x6 cm. ve 6x7 cm. dir. Standart roll film (120 film diye adlandırılır) 6x4,5 cm. kullanıldığında 15 kare, 6x6 cm. olarak 12 kare, 6x7 cm. olarak ise 10 kare görüntü elde edilir.

Bu makineler şu temel elemanlardan oluşur:

(1) Gövde, genellikle kutu şeklindedir,

(2) değiştirilebilir bakaç sistemi,

(3) değiştirilebilir objektifler

 (4) gövdeye film takılmasını sağlayan film taşıyıcılar.

Gövde üzerinde refleks sistem bazı modellerde de örtücü sistemi yer alır. Objektif, bakaç ve film taşıyıcı gövde üzerine eklenir. Bu nedenle gövde çok farklı amaçlara uygun olarak tasarlanmıştır.

Yaprak Film Fotoğraf Makineleri

35 mm. ve roll film kullanan makinelerden ayrı olan bu tür içinde yer alan makinelere büyük boy fotoğraf makineleri denir. Bu makinelerde tek tek plaka şeklindeki yaprak filmler kullanılır.

 Doğal olarak yaprak filmin özelliği nedeniyle; elde edilen görüntünün boyutu büyüktür, niteliği yüksektir. Bu makinelerin sistemi karanlık kutuya benzeyen çok basit bir sistemden oluşur.

 Kutu şeklinde basit bir gövdenin, önünde körük sistemi ve ona bağlı objektif arkasında ise film taşıyıcı sistemi yer alır. Körük ve gövde sistemi bir ray üzerinde hareket eder. Bazı modellerde gövde, sadece körük sistemi ileri-geri hareket ederken bazı modellerde de hem körük hem de gövde hareketlidir. Örtücü sistemi ise objektif üzerindedir.

Yukarıya Git