İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
İKT406U-AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ DERS ÖZETİ
İKT406U-AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ DERSİ 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

  • TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
  • Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğuna Müracaatı

       Türkiye, kuruluşundan itibaren çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda, gelişmeleri takip etmek için bazı uluslar arası oluşumların içinde yer almıştır.( OECD, Avrupa Konseyi, NATO).Türkiye en büyük barış projesi olarak bilinen Avrupa Ekonomik Topluluğuna(AET=Bugünkü adıyla Avrupa birliği) başvurmuştur.(31 Temmuz 1959).Bu başvurunun altındaki nedenler;

 

  • Batı bloğundaki yerini ekonomik entegrasyonla destekleme
  • Batılaşma ve çağdaşlaşma çabalarını sürdürme
  • Avrupada Yunanista’nın aleyhteki girişimlerine engel olma
  • Avrupa ekonomik devlet üyelerinin devletlerinde mevcut pazar payını koruma ve yardımlarından yaralanma
  • Sovyetler birliği baskısından kurtulama ve soğuk savaş döneminde siyasi ve ekonomik izolasyondan kurtulma
  • ABD karşısında denge arayışı

 

       Türkiyenin Avrupa Birliğine bağlanmak istemesinin iki nedeni var.Batı Avrupada kurulabilecek siyasal birliğin dışında kalmak istememesi ve Yunanistana verilecek ticari tavizlerden yoksun kalmamak.

       Topluluğun Türkiyenin başvurusuna olumsuz yaklaşmasını nedeni soğuk savaş döneminde yaşanan güvenlik sorunudur.

        Başvuruya olumlu yaklaşmalarının sebebi ise kendilerini uluslarası olarak tanıtma ve alternatif bir oluşum olarak ortaya çıkan EFTA karşısında konumunu güçlendirme isteği.

      

      ORTAKLIĞIN KURULMASI

      Topluluk  Türkiye nin  kalkınma düzeyinin tam üyeliğin yükümlülüklerini üstlenmesine imkân vermediği belirterek , Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma’nın 238. Maddesi temelinde tam üyelik koşulları  gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir  ortaklık ilişkisinin kurulmasını önermiştir.Anlaşmanın iceriğindeki görüş ayrılıkları ve siyasi olaylardan anlaşmanın imzalanması 4 yıl sürmüştür.

          Anlaşma, 12 Eylül 1963’te Ankara’da imzalanmış.1 Aralık 1964 de yürürlüğe girmiştir.Türkiye Yunanistan dan sonra toplulukla ortaklık kuran ikinci ülke olmuştur

 

1963-ANKARA ANTLAŞMASI

 

         Anlaşmanın ana metninde ortaklık ilişkisinin

amacı, gümrük birliği, tarım, malların kişilerin, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımını, ulaştırma, rekabet, mevzuat

ile ekonomik ve ticari politikaların uyumlaştırılması, ortaklık kurumları,

Türkiye’nin tam üyelik imkânları, ortaklık iliflkisinde çıkabilecek uyuşmazlıkların  çözümü gibi konulara ilişkin hükümler içermektedir.Ayrıca protokol bölümünde Türkiye ye tanınacak ticari ve mali ayrıcalıklar düzenlenmiştir.

 

         Anlaşmanın amacı Türkiye nin ekonomik ve siyasi olarak topluluğa uyumunu sağlamaktır.Ekonomik amacı; Türkiye  nin ekonomisinin kalkınması, yaşam koşullarının yükseltilmesi amacıyla ^gümrük^ birliğinin kurulması öngörülmüştür.

 

      Ankara anlaşmasının temel amacı Türkiyenin Topluluğa tam üyeliğidir.Ankara anlaşması Türkiyenin tam üyeliğe girmesi için hazırlık aşamasıdır.(Tam üyeliğe götüren ortaklık anlaşması)

 

ANLAŞMANIN DÖNEMLERİ

 

       Anlaşma hazırlık, geçiş ve son dönem olmak üzere 3 dönemden oluşur.Dönemler arası geçiş taraflar arasında belirlenecektir.

 

       Hazırlık dönemi Türk ekonomisinin taraflar arasında kurulacak olan gümrük birliğine hazırlanacak olan dönemdir.Bu dönem anlaşmanın yürürlüğe girdiği an itibariyle başlamıştır.(1 Aralık 1964).Hazırlık dönemi Geçici protokol ve Mali protokolde düzenlenmiştir.Dönem süresi 5 yıl olarak öngörülmüştür.Türkiyenin isteği üzerine bu süre 10 yıl olarak uzatılması mümkün kılınmıştır.Dönemin asıl amacı Türkiyenin  ekonomik ve sosyal gelişimini sağlamaktır.Bu dönemde Türkiyeye  kredi yardımları ve ekonomik imtiyazlar verilerek geçiş ve son dönemin getirecegi yükümlülükleri üstlenebilmesi sağlanmıştır.

 

       Geçiş dönemi istisnalar dışında 12 yıl sürecek. Geçiş döneminin öncelikli hedefleri;

  • Türkiye ile topluluk arasında gümrük birliğinin tedricen kurulması
  • Türkiyenin ekonomik politikasının topluluğun politikasına yakınlaştırmak, bunun için de ortak eylemlerin gerçekleştirilmesi.

 

         Ortaklığın son dönemi ise tarafların ekonomik ve sosyal koordinasyonlarını güçlendirilmesine ve gümrük birliğine dayanmaktadır.Son dönemin,

“ortaklık”tan “tam üyeliğe” geçişi hazırlama işlevini görecek olması sebebiyle esasen Türkiye’nin tam üyeliğinin gerçekleşmesine kadar devam edeceği söylenebilir.

 

 

ANLAŞMA’NIN GENEL MAHİYETİ ve İÇERİĞİ

 

         Anlaşma karma sözleşme olarak topluluk üye devletlerinin  katılımıyla olmuştur.Anlaşmanın 1. Maddesi gereğince anlaşma Türkiye ile Topluluğun  kendisiyle yapılmıştır.Kısacası  Türkiyenin asıl muhatabı topluluk üyesi devletleri değil topluluğun kendisidir.Ortaklığın kurumları  Türkiye Cumhuriyetinin temsilcileri ile üye devletlerinin temsilcilerinden oluşmakta ve alınan kararlar oy birliği ile alınmaktadır.

            Anlaşma ekonomik, sosyo-kültürel ve siyasi boyutlar içermektedir.

Türkiye ile Topluluk ülkeleri arasında ekonomik bir birleşmeyi, taraflar arasındaki sosyal ve kültürel bağların güçlendirilmesini öngörmekte ve Türkiye’nin ileride Topluluğa tam üye olmasına ilişkin bir perspektif çizmektedir.

         Anlaşma  içerik olarak AET-Yunanistan Ortaklık Anlaşması  örnek alınarak

hazırlanmıştır.

          Anlaşma’da, ortaklığın  amacı, hedefleri, temel ilkeleri, hedeflere ulaşmak için geçilecek başlıca evreler ve mekanizmalar belirlenmiştir.

          Tarafların ortaklık rejimi uygulamasında  iki yükümlülük söz konusudur.1.yükümlülük 7.maddedeki ^sözleşmeye sadakat^ 2.yükümlülük ise 9. Maddedeki  ^ayrımcılık yasağıdır^.

         Ortaklık rejiminin uygulanması ve  giderek gelişmesini sağlamak üzere  tarafların bir araya gelebileceği bir Ortaklık Konseyinin kurulması öngörülmüştür. Ortaklık  Konseyi, Ortaklık rejiminin yürütülmesini sağlamak üzere geniş yetkilerle donatılmış ve taraflar için bağlayıcı  kararlar alma yetkisine sahiptir. Anlaşmanın iyi yürütülmesi için gerekli  işbirliği ve devamlılığını sağlayacak  bir komite kurmaya karar verebilir.

         Anlaşma sonra erme ile ilgili hiç bir madde içermemektedir.Kısacası kural olarak amaçları gerçekleşene kadar yürürlükte kalacaktır. 

 

 

 

 

 

 

 

 

ORTAKLIK REJİMİNİN UYGULANMASI

HAZIRLIK DÖNEMİ(1964-1973)

 

        Topluluk üye devletleri, ortaklığın hazırlık  döneminde Türkiye’den ülkelerine yapılacak tütün, üzüm, fındık , turunçgiller,şarap  , dokuma ve su ürünleri ithalat için belli kotalarda gümrük indirimi uygulamışlardır. Bunun yanında, Mali protokol uyarınca Türkiye’ye hazırlık dönemi (1964-1969) için 175 milyon ECU tutarında Topluluk kredisi verilmiştir.Yunanistanla yaşanan sorunlar arttığı için Türkiye bir an önce geçiş dönemine geçmek istemistir.Çünkü toplulukla Yunanistanın ilişkisi daha iyi olduğu için Türkiye için ters düştü.Türkiye nin isteği doğrultusunda 6 Şubat 1969 da görüşmelere başlanmış.Görüşmeler 23Kasım 1970 de katma protokolünün imzalanmasıyla

 sona  ermiştir.

 

KATMA PROTOKOL VE GEÇİŞ DÖNEMİ(1973-1996)

 

KATMA PROTOKOL

 

       23 Kasım 1970’de Brüksel’de imzalanmıştır. GATT izninin alınması süreçlerinin ardından 1 Ocak 1973’te yürürlüğe girmiştir. Böylece hazırlık dönemi sona ermiş ve geçiş dönemi başlamıştır.

       Katma Protokolün tarafların iç hukuklarnda onaylanması işlemlerinin geçikeceği  anlaşıldığından  21 Temmuz 1971’de Protokolün sadece ticari hükümlerini önceden yürürlüğe koyan bir geçici anlaşma imzalanmıştır. Bu Geçici Anlaşma 1 Eylül 1971’de yürürlü¤e girmiştir. Böylece geçiş dönemi fiilen daha önce başlamıştır

       Katma protokol , Türkiye nin ekonomik durumuna uygun bir biçimde yürürlüğe konulmasını sağlayan 64 maddeden oluşan bir uygulama anlaşmasıdır.

        Ankara anlaşması katma protokol ile doldurulmuş ve uygulamaya geçirilmiştir.

         Katma Protokolün geçiş dönemine ilişkin temel ilkeleri:

  • Tarafların ekonomi politikalarının yakınlaştırılması ve ortak faaliyetlerin geliştirilmesi.
  • Taraflar arasındaki ilişkilerin karşılıklı ve dengeli olma esasına dayanması
  • Taraflar arasında bir gümrük birliğinin aşamalı şekilde kurulması

        

 

Bu dönemde gümrük birliği gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.Topluluk tarafı Türkiyeden yapacağı ithalat ta hiçbir vergi ve buna eşdeger vergiler koymamayı ve miktar kısıtlamaları koymamayı garanti etmiştir.Türkiye ise Türkiye çıkışlı mallara uygulanan vergilerin 12 ve 22 yıllık sürelerde aşamalı olarak kaldırmayı  ve ortak gümrük tarifesine ve tarım politikasına uyum sağlamayı taahhüt etmiştir.

         MALİ PROTOKOLLER

 

      Geçiş döneminde Türkiye ye mali yardım yapılması için iki  iki mali protokol imzalanmıştır.Prokollerden ilki ^İkinci mali protokol^ 1970 tarihinde katma protokolle birlikte imzalanmış 1 Ocak 1973 de yürülüğe girmiştir.Söz konusu protokol  1971-1977 dönemini kapsamıştır.Türkiye bu protokolle sadece topluluk bütçesinden değil Avrupa yatırım bankalarından verilen kredilerden de yararlanma imkanı bulmuştur. Üçüncü Mali Protokol, 12 Mayıs 1977’de imzalanmış ve 1 Mayıs 1979’da yürürlüğe  girmiştir.

       

  GEÇİŞ DÖNEMİNİN UYGULANMASI

 

            Türkiye 1970 li yıllarda yaşadığı ekonomik krizlerden dolayı katma protokol den doğan yükümlülükleri yerine getirmekte zorlanmıştır. Bu dönemde kabul edilen 2/76, 1/80 ve 3/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararları ile yalnızca işgücü pazarına entegre olmuş göçmen işçilerin ve aile fertlerinin hukuki statülerinin korunmasına yönelik bazı hak ve güvenceler getirilmiş fakat amaçlanan işçilerin serbest dolaşımını tam anlamıyla gerçekleştirilmemiştir. Yerleşme serbestîsi, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını  ve diğer alanlarda ise hiçbir somut adım atılmamıştır.

       12 Eylül 1980 de askeri yönetimi döneminde ekonomik sorunlar siyasi boyut kazanmaya başlamıştır.Yunanista nın 1980 de topluluga tam üye olmasıyla sorun daha da artmıştır.

          Soğuk Savaşın sona ermesi sonrası dönemde Avrupaya entegre olma çabalarına yeni bir boyut kazandırmak ve  ortaya çıkan sorunları çözmek ve Topluluğun ekonomik kaynaklarında yararlanmak için Türkiye  14 Nian 1970 tarihinde üyelik başvurusu yapmıştır.Tam üyelik ile Yunanistanla eşitlik sağlanacaktı.

           Komisyon Toplulukların iç bütünleşmesini tamamlamadan yeni bir üye alamayacağını ve Türkiyenin ekonomik, sosyal ve siyasal olarak topluluğa katılmak için gelişmesi gerektiğini bildirmiştir.

 

            Bu dönemde katma protokolde öngörüldüğü gibi Gümrük Birliğinin 1995 yılına kadar tamamlanması için gerekli hazırlıklar yapılmıştır.

SON DÖNEM(1996-)

SON DÖNEMİN UYGULAMAYA KONULMASI

 

   Ortaklığın (Gümrük Birliğinin) son döneminin 1 Ocak 1996 tarihinden geçerli

olmak üzere uygulamaya konulması kararlaştırılmış ve “Gümrük Birliğinin Son

Döneminin Uygulamaya Konmasına” ilişkin 1/95 sayılı  Karar kabul edilmiştir. Bu

Kararın 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girmesiyle birlikte ortaklığın (gümrük birliğine) geçiş dönemi sona ermiş ve son dönemi başlamıştır.

 

1/95 SAYILI ORTAKLIK KONSEYİ KARARI

 

          Karar, Gümrük Birliği inin tamamlanması ve işleyişine ilişkin olarak başlıca şu  konularda hükümler içermektedir;

  • Topluluğun ortak ticaret politikasına uyum
  • Topluluğun ortak tarım politikasına uyum ve tarım ürünleri ticaretinde uygulanacak tercihli rejim
  • Topluluk Gümrük Koduna uyum ve karşılıklı idari iş birliği,
  • Kurumsal hükümler(uyuşmazlıkların çözümü, korunma tedbirleri)
  • Mevzuat yakınlaştırılması(Ticari mülkiyetin korunması,  kamu alımları, vergilendirme)
  • Topluluğun teknik mevzuatına uyum
  • Malların serbest dolaşımı

 

        Gümrük Birliği sadece sanayi mallarının  ve işlenmiş  tarım ürünlerinin ticaretini kapsamaktadır.İşlenmemiş tarım ürünleri Türkiye nin Topluluğun ortak tarım politikasına uyum sağlayamadığında gümrük birliğinin dışında tutulmuştur.Kömür ve çelik Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında işlem görmektedir.

          1/95 sayılı OKK ile Türkiye’nin Avrupa Topluluğu/Birliği iç pazarında Gümrük Birliği temelinde işleyen malların serbest dolaşımına sadece “pasif” bir şekilde katılımını sağlanmıştır.

    

 

 

 

GÜMRÜK BİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN UYUM ÇALIŞMALARI

        Yapılacak olan çalışmalara ve yükümlülüklere uyulabilmesini sağlamak için  Başbakan genelgesi(95/10 sayılı genelge) çıkarılmıştır.Gümrük birliğinin düzgün işleyişini sağlamak ve uyum çalışmalarının  öngörülen takvime paralel olarak gerçekleştirilmesi amacıyla 1998/31 ve  1999/46   sayılı başbakanlık genelgesi yürürlüğe konmuştur.

                                    

            Ayrıca, Birliğin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere uyguladığı otonom tarife tavizlerini içeren Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’ne uyum, Gümrük Birliği kapsamındaki ürünler itibarıyla 1 Ocak 2008 tarihinde tamamlanmıştır.

            Ticarette teknik engellerin kaldırılması test ve belgelendirme alanında alt yapı düzenlemelerinin geliştirilmesi amacıyla Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) 1999’da kurularak faaliyete geçirilmiştir.

                 Malların serbest dolaşımını ve Birlik iç pazarına entegrasyonun

sağlanması amacıyla devlet yardımları, vergilendirme, rekabete ilişkin fikrîve sınai mülkiyet hakları  alanlarındaki uluslararası norm ve standartlara uyum sağlanmıştır.

            GENEL DEĞERLENDİRME

         

          Ankara Anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana 50 yıl geçmesine rağmen hedefler tam olarak gerçekleştirilmiş değil. Ortaklık, Ankara Anlaşması

ve Katma Protokol hükümlerine uygun şekilde yürütülememiştir. Ortaklığın geçiş dönemini düzenleyen Katma Protokoldeki sürelere yeterince uyulamamıştır. Bunun altında yatan en önemli sebep ekonomik ve siyasi koşulların  değişmesine paralel olarak taraflarn çıkarlarının ve beklentilerinin değişmiş olmasıdır.

         Ortaklık rejiminin düzgün şekilde işletilmemesinin önemli bir nedeni, anlaşmanın  yorum ve uygulanmasında taraflar arasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkları çözecek kurumsal bir yapılanmanın (yani yargı mekanizmasının) yokluğudur.

          Hukuki ihtilaflar Ortaklık Konseyinde veya orada alınacak bir kararla tahkim yoluyla uluslararası  mahkemelerde çözüme kavuşturulabilirdi.

          Adalet Divanı, ortaklığın kişiilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımıyla ilgili kurallarının yorumuna ilişkin olarak önkarar yoluyla 70 e yakın  karar vermıştir. Söz konusu kararlar, bir taraftan üye devletlerde çalışan, hizmet sunan

Türk vatandaşlarının ve aile bireylerinin Topluluk/Birlik hukukunun koruması altına alınmasını sağlamış, diğer taraftan da ortaklık ilişkisinin Topluluk/Birlik hukukundaki yerini açıklığa  kavuşturmuştur.

Böylece Adalet Divanı, üye devletlerin birçok kısıtlama  ve yasaklarla dolu yabancılar hukukunun uygulama alanını önemli ölçüde daraltmıştır.

         Gümrük birliğinde Türk girişimcilerin karşılaştığı sorunlar;

  • Avrupa Birliği’nin mali, teknik ve güvenlik standartlarından kaynaklanan engeller
  • Küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerine veya görevlilerine fuar, ihale, iş görüşmesi, yer kiralama vs. amaçlı olarak Avrupa’ya gidişlerine getirilen vize engelleri
  • Türk menşeli malların Avrupa Birliği’nin iç pazarına taşınmasına getirilen engeller(vizeler..)

 

ANKARA ANLAŞMASININ NİHAİ  AMACI OLARAK TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİNE TAM ÜYELİĞİ

         Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği Ankara Anlaşması’nın 28. Maddesinde hükme bağlanmıştır.   Birlik tarafının görüşüne göre, 28. maddede Türkiye’ye Birlik üyeliğine giriş hakkı verilmemiştir, Türkiye’nin üyelik imkânınının ancak bütün yükümlülüklerin Türkiye tarafından yerine getirilmesi durumunda incelenebileceği hükme bağlanmıştır.    Dolayısıyla Türkiye’nin bu alanlarda da Avrupa

Birliği’ne entegre olması ve üyelik için aranan koşulları yerine getirmesi gerekecektir.Avrupa Birliği’nin ise bu süreçte dürüstçe hareket etme yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, özel olarak Ankara Anlaşması’nın 28. maddesinden, genel olarak “ahde vefa” ilkesinden çıkmaktadır.

 

  TÜRKİYENİN AVRUPA BİRLİĞİNE TAM ÜYELİK SÜRECİ

     

          Türkiye 14 Nisan 1987 de tam üyelik başvurusu yapmıştır.16 Temmuz 1997 yayınlalan Gündem Raporunda üyeliğe katılma süresinin hızlanmayacağı ve beklentilerin karşılanmayacağı anlaşılmıştır.12-13  Aralık 1997 tarihinde  gerçekleşen Lüksemburg zirvesinde Türkiye nin tam üyeliğe katılımı teyit edilmiştir fakat üye devletler tarafından zikredilmemiştir.Böylece Türkiye Avrupa birliğinin mevcut genişleme sürecinin dışında kalmıştır.

       Avrupa birliği Türkiye ile buzları eritmek için hiçbir işlevi ol mayan Avrupa  Konferansına davet etmiştir.

      10-11 Aralık 1999 da yapılan Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde  Avrupa birliğine aday ülke olarak kabul edilmiştir.

      3Ekim 2005 tarihiye tam üyelik müzakerelerine başlanmıştır.

 

Yukarıya Git