İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
İLT207U-İKNA EDİCİ İLETİŞİM DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ
İLT207U-İKNA EDİCİ İLETİŞİM DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİNE VE DİĞER DERSLERİN DERS ÖZETİNE ULAŞABİLİR, AÖF ÇIKMIŞ SORULARI, AÖF DERS ÖZETLERİNİ VE AÖF YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARI ONLİNE SİPARİŞ VEREBİLİRSİNİZ....

1.ÜNİTE - TUTUM KAVRAMI

Tutum, bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir.Tutum bir bireye aittir. Çeşitli gruplar tutumları bakımından karşılaştırılabilirse de tutum özünde bireysel bir yapı taşımaktadır. Ayrıca tutum doğrudan gözlenebilen bir özellik ya da olgu değildir. Tutum gözle görülmez, fakat gözle görülebilir bazı davranışlara yol açtığından, çok basit olarak bu davranışların gözlenmesi sonucu belli bir tutumun var olduğu, ne ölçüde değiştiği ya da güçlendiği söylenebilir. Psikolojik obje ise, belli bir birey için anlam -daha doğru bir deyişle farklı anlam- taşıyan, bireyin farkında olduğu herhangi bir obje demektir. Bir birey için her şey bir psikolojik obje olabilir. Tutumlar genel anlamda düşünce-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesi olarak nitelendirilebilir. Bu üç faktör aynı zamanda tutumun ögeleri olarak da tanımlanabilir. Tutumun özellikleri:

  • Güç derecesi
  • Karmaşıklık
  • Diğer tutumlarla ilişki ve merkezilik
  • Ögeler arası tutarlılık
  • Tutumlar arası tutarlılık

Tutumların oluşum yolları:

  • Büyüme ve toplumsallaşma boyunca ailede ve diğer çevrelerde öğrenilen tepki yollarının birikmesi,
  • Bireyin başından geçen yaşantılardan çıkarılan genel sonuçlar,
  • Çok şiddetli etki eden bir olaya dayanarak buna benzeyen olayların da aynı şekilde değerlendirilmesi,
  • Başkalarının tutumlarının taklit yoluyla benimsenmesi.

Bireyin alışkanlıkları ve belli bir konuda sonuç hakkındaki beklentileri de tutum-davranış ilişkisinde belirleyicidir.

İKNA KAVRAMI

İnsanlararası iletişim; bilgi, duygu, düşünce, tutum ve kanılarla, davranış biçimlerinin kaynak ile alıcı arasındaki bir ilişkileşme yoluyla bir insandan diğerine bazı kanallar kullanılarak ve değişim amacıyla aktarılması sürecidir. İletişimin gerçekleştiği pek çok durumda insanlar ya birisini verdikleri bilginin doğruluğuna, ya davranışlarını değiştirmesine ya da başka bir konuda ikna etmeye çalışırlar. Çünkü iletişim için ikna etmek önemli ve ortak bir nedendir. İkna "istendik amaçların ortaya çıkarılması için gerçekleştirilen bir iletişim biçimi" olarak ele alınır. İletişimin etkileri:

  • Alıcının bilgi düzeyinde meydana gelen değişme
  • Alıcının tutumunda meydana gelen değişme
  • Alıcının açık davranışında meydana gelen değişme.
  • İkinci aşamada gündeme gelen tutum değişmesi de yine üç biçimde hayata geçer:
  • Varolan tutumun pekişmesi veya güçlenmesi
  • Varolan tutumun değişmesi
  • Yeni tutum oluşması

İkna edici iletişimde beklenen bilgi verildikten sonra ortaya çıkacak tutum ve açık davranış değişikliklerinin amaçlanan ve istendik doğrultuda olmasıdır. Genel anlamda iletişimde başarı ve başarısızlığa katkıda bulunan faktörlerin en büyüğü ikna edici iletişim ve onun uygun olarak yapılandırılması biçiminde ortaya çıkmaktadır. İknada varolan birtakım önemli değişkenlerin varlığını da unutmamak gerekir. Aslında iknadaki değişkenlerin her biri tanımlanabilir, ayırt edilebilir ve ölçülebilir olmalıdır. Bağımsız değişkenler iletişim süreciyle birlikte yapılır ya da ortaya çıkar. Bu değişkenlerin ne olacağını, nasıl oluşacağını bilir ve etkilerini tahmin ederek üretiriz. Bağımlı değişkenler ise yapılmak zorundadır, yapılır ve ikna edici bir biçimde de değişimler oluşur. Bağımlı ve bağımsız değişkenlere bir arada ikna edici iletişim matrisi adı verilir. İkna edici iletişim matrisi, insan hayatı boyunca sahip olunan insan ilişkilerindeki tüm bağımlı ve bağımsız değişkenler hakkında oluşan kesin ve tam verilerdir. Bağımsız değişkenler iletişimin pek çok yönü ve ögesi bakımından ele alınmalıdır. Oysa bağımlı değişkenler bilgilenme süreci bakımından yalnızca bir insanın ikna edici iletiyi aldığı zaman oluşur. Her ikna edici iletişim durumunu oluşturan bağımsız değişkenler karşımıza "kaynak, ileti, kanal, alıcı ve amaç" olarak çıkar.İkna edici iletişim matrisinin bağımlı değişkenleri, kişinin ikna edildiği yeni davranış, olay ve olguların özelliğine göre altı basamağa ayrılır:

  • İkna edici iletinin sunulmuş olması
  • İletişime iletiye hedef olan kişinin katılmasıdır ve bu kişinin neyin tartışılacağını kavraması
  • Gönderilen iletinin sonucunu kavrayana kadar alıcının iletişimi desteklemesi
  • İletinin kavranılmasının yanında alıcının bunu kabul etmesi ya da en azından sözel düzeyde uyum sağlaması
  • Etkinin ölçülebildiği zamana kadar kabullenmenin varlığını sürdürebilmesi
  • Hedef kişinin yeni davranışı açık davranış olarak gösterebilmesi

İkna süreci iletişimin tüm basamaklarında çözümlenir. Anılan basamaklar ise şunlardır: İletişim kaynağı, iletişimin biçimi, içeriği ve organizasyonu, iletinin ulaştırılacağı kanalın karakteristik özellikleri, hedeflenen alıcının yeteneği ve özellikleri ile amaçlanan davranış ve tutum değişiklikleri.

İKNA SÜRECİNİN İZLEDİĞİ YOL

  • İkna süreci kaynak-ileti (mesaj) -kanal-alıcı olmak üzere 4 temel ögeden oluşur. Kaynak: İletiyi kodlayan ve gönderen kesimdir. Kaynak bir kişi, grup, kurum veya toplum olabilir. Kaynağın inanılırlığı ve kaynağın sevilmesi iknanın kabulünü etkileyen faktörlerdir. İnanılırlık ise iki faktöre bağlıdır: saygınlık ve güvenilirlik. Yüksek saygınlığı olan kaynaktan gelen ileti daha kolaylıkla kabul edilebilmektedir ve buna bağlı olarak da iletişimin etkisi artmaktadır. Hedef izleyici ikna edici iletişimin kendisine doğrudan yöneltilmemiş olduğunu düşünürse ondan daha fazla etkilenmektedir. İknacıların izleyicileri etkilemeye çalıştıkları bilindiği halde sevilen, beğenilen bir kişi söz konusu ise bu etki severek kabul edilmekte ve onunla özdeşleşilmeye çalışılmaktadır. Tutum değişimi uyma, özdeşleşme ve benimseme olarak üç şekil ve basamakta gerçekleşir. İleti ( Mesaj ): Kaynağın alıcıya ulaştırmak istediği duygu, düşünce, tutum, konu ve davranış biçimi vb.nin kodlanmış halidir. Her ileti hazırlanışında göz önünde bulundurulması gereken nokta, önemli kısımların iletinin başında mı yoksa sonunda mı sunulması gerektiğidir. Önemli olan verilerin nerede verildiği kadar nasıl verildiğidir. İster başta, ister sonda olsun söylenenler duyulmak istenenle aynı ya da koşut olursa sonuç çok daha başarılı olacaktır. İletinin etkili olmasını sağlayan diğer bir yöntem de korku faktörünü kullanmaktır. Ayrıca ileti hedef kitlenin dikkatini çekecek biçimde yapılandırılmalı ve sunulmalıdır. İletinin dikkat çekecek şekilde kurulması; zamanlama, yer seçimi ve konu ile yakından ilgilidir.Kanal: Beş duyu organımız veya kitle iletişim araçları kanal özelliğini taşıyabilirler. Yapılan araştırmalara göre aynı iletinin değişik kanallardan verilmesi sonucunda iletilerin etkileri de değişik olmuştur. İletilen çok geniş kapsamlı ve karmaşık yapıya sahip olmadığı zamanlar sözlü araçlar kullanılarak alıcıya ulaştırıldığında basılı yayınlara oranla çok daha fazla etki sağladığı saptanmıştır. İleti karmaşık yapıya sahip olduğında yazılı araçlar daha etkili olur.Gürültünün en aza indirilmesi belli bir oranda iletişimde kullanılan kanala ve iletinin iyi ve gereklerine uygun biçimde kodlanıp kullanılmasına bağlıdır. Alıcı: Kaynağın gönderdiği iletiye hedef olan kesimdir. Yapılan araştırmalara göre kendine güveni az olan insanlar daha kolay ikna olabilmektedir. Yapılan bazı araştırmalar ise kadınların genellikle erkeklerden daha kolay ikna edilebileceğini ve sosyal etkiye daha fazla uyum gösterdiğini kanıtlamıştır.

İkna sürecinin ise üç temel amacı bulunmaktadır: Alıcı kesimde yeni bir tutum oluşturmak, Alıcı kesimin var olan tutumunun şiddetini arttırmak, Alıcının tutumunu değiştirmek biçiminde ortaya çıkmaktadır.

İKNADA ZEKÂ VE KORKU FAKTÖRÜ

Zeki insanlarda ikna edilebilirliğe karşı bir direnç olacağı düşünülmesine karşın, ikna edici iletiyi kavrama ve dikkat etmenin artmasıyla ikna edilebilirlik de artmaktadır.

İkna ve Korku: İkna edici iletişim kampanyalarında en sık ve en çok doğruda korkuya başvurulan konu halk sağlığı, trafik, çevre kirliliği ile ilgili çalışmalardır. Korku olgusunun belli durum ve şartlarda insanları güçlü biçimde güdülemesine karşın, sevgi gibi diğer bazı olgular daha iyi ve güçlü bir güdüleyicidir.

PROPAGANDA

Çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlanmış bir mesajlar bütünüdür. Propaganda tarafsız bilgi sağlama yerine, en temelde kendi kitlesini etkileyecek bilgiyi sunar. Genellikle politikada kullanılır ve hükümetler ve politik partiler tarafından desteklenir. Propaganda politik bir amacı veya iktidarın çıkarlarını destekleyen bilerek çarpıtılmış veya saptırılmış bilgiye denir. Daha da dar ve daha az kullanılan anlamıyla propaganda zaten inanan insanlara onlara inançlarını destekleyecek yanlış bilgi vermek anlamına gelir.  Propaganda zihinlere "yeni fikirler ve inançlar ekmek" için kullanılır. Reklamda da propaganda teknikleri kullanılır, duygulara hitap edilir; ama reklam yalan üzerine inşa edilmez. Tarihteki en ünlü propaganda posteri: ABD Ordusu asker toplamaya çalışıyor. Propaganda broşürler, posterler, TV veya radyo yayınları ve bunların dışındaki her türlü bilgi taşıyan medya aracılığıyla yapılır. Propagandacılar bir grubun istekleri yönünde halkın bir konu veya olayla ilgili görüşlerini değiştirmeyi amaçlarlar. Propagandayı diğer metotlardan ayıran, propagandacının halkın fikrini ikna etme ve anlatma yerine kandırma ve kafa karıştırmayla değiştirme isteğidir. Propaganda savaşta çok güçlü bir silahtır. Bu durumda amaç genellikle içerdeki veya dışardaki düşmanı insanlık dışı olarak göstermek ve ona karşı nefret yaratmaktır.

Propaganda Türleri: Beyaz propagandanın kaynağı bellidir. Kara propaganda dost bir kaynaktan geliyormuş gibi görünür ama gerçek tersidir. Kara propaganda, yalan, yanlış ve abartılı bilgiler kullanarak duyguları istismar ederek kitlelerin bir çıkar grubunun arzu ettiği gibi düşünmesini ve davranmasını sağlayacak iletişim faaliyetleri yapmaktır. Gri propaganda tarafsız bir kaynaktan gelir gibi gözükür ama aslında karşı taraftan gelmektedir.

Propaganda Oluşturma Teknikleri: Korkuya başvurma, Kaçınılmaz zafer, Tren etkisi, Kalabalığa katıl, Bir otoriteye referans, Doğrudan emir, Reddin elde edilmesi, Parıltılı genellemeler, Rasyonalizasyon, Kasıtlı muğlaklık, Transfer, Nedeni aşırı basitleştirmek, Sokaktaki adam, Tanıklık, Damgalama, Günah keçisi, İfade edilmemiş kabuller, Sloganlar, Erdem sözleri.

PROPAGANDANIN YAYILMASI İÇİN KULLANILAN DİĞER YÖNTEMLER

Propagandayı yaymak için kullanılan yaygın yöntemler arasında haberler, hükümetlerin raporları, tarihin tekrar yazılması, uydurma bilim, kitaplar, broşürler, propaganda filmleri, radyo, televizyon ve posterleri gösterebiliriz.

İKNA VE ETİK

İkna çok genel bir bakışla etkileyici iletişimin izler kitleye doğru, uygun ve ilintili bilginin sunulması yoluyla onların otonomisine saygı gösterilmesi pratiğidir.

Etiğe Uygun İknayı Ayırt Edebilmenin yolları:

TARES testi: Bu testi geliştirenler iknanın etiğe uygunluğunu belirlemek için  dikkat edilmesi gerektiğini söyledikleri noktalar: İletinin "açıksözlülüğü", İknacının gerçek, açık ve belirgin olması, İzleyiciye saygı, İkna edici çekicilikte tarafsızlık.

İknanın etiğe uygunluğu konusu şu sorular sorularak test edilmelidir:

  • Nedene saygı değeri üzerinde anlaşılmalıdır. Mesela izleyiciye gönüllü, haberdar olmayı sağlayıcı, mantıklı ve yansıtıcı yargılamalar yapmayı sağlayacak yeterli bilgi verilmekte midir?
  •  Açıksözlülük, saygı, gerçeklik ve hakkaniyet standartları karşılanmakta mıdır?
  • Önceki durumuna dönme olasılığı, kurallar ve ölçütler ve tanıtma testlerini karşılayıp dayanabilmekte midir?
Yukarıya Git