I. ÜNİTE: Dünyanın Oluşumu ve Tarih Öncesi Çağlar
EVREN, DÜNYA VE CANLILARIN OLUŞUMU
Evrenin yaşının yaklaşık 15 milyar yıl olduğu tahmin edilmektedir. Kanıtlar, evrenin saf enerjiden oluşan küçük, yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini göstermektedir. Bu saf enerji, daha sonra evrenin tüm enerjisini,uzayı ve maddeyi oluşturmuştur. Zamanın başlangıcında, yani 15 milyar yıl önce,bu nokta büyümeye başlamıştır. Bu olaya Big Bang yani Büyük Patlama adı verilir.Big Bang, evrenin nasıl oluştuğunu açıklayan teoriler arasında en çok kabul gören teoridir.
Güneş’in yörüngesindeki gezegenlerden biri olan Dünya, yaklaşık 4.5 milyar yıl önce, bir gaz ve toz
bulutundan meydana gelmiştir. Bu gevşek gaz ve toz bulutu, gittikçe büzülmeye ve küçülmeye başlamış, artan basınç ve radyoaktif elementlerin parçalanması sıcaklığı artırmıştır. Bu ısınmanın sonucunda iç taraf akıcı bir hâl alırken maddelerde ağırlıklarına göre içten dışa doğru dizilmeye başlamıştır. Dış yüzey, zamanla soğumuş ve kabuk bağlamıştır. Litosfer adı verilen yer kabuğunun sert üst kısmında, zamanla canlılık için gerekli uygun ortam oluşmuştur. Dış yüzeye çıkan gazlar ve volkanik patlamalar
ilksel atmosferi, bu atmosferin içerdiği su buharı ise zamanla soğuyup suya
dönüşerek denizleri meydana getirmiştir.
Yaklaşık 4 milyar yıl önce ilk organik moleküller ortaya çıkmıştır.Organik moleküller Canlı
organizmaları oluşturan moleküllerdir. Bu moleküller hidrojen, oksijen, karbon ve
nitrojen içerir.Bilim insanları karbon içermeyen yani inorganik bileşimlerden oldukça
basit bir laboratuar işleminin sonucunda karbon içeriği bakımından zengin organik bileşimler üretmeyi başarmışlardır. Bu organik bileşimler, hücreleri meydana getiren ve yaşamsal işlevleri yerine getiren moleküller olan proteinin yapı taşları olan aminoasitleri meydana getirebilir. İlk basit tek hücreli canlılar yaklaşık 3.6 milyar yıl önce ortaya çıkmıştır. Fosil, Eski canlı formlarının mineralleşmiş kalıntıları veya izleridir.Önce tek hücreliler, daha sonra da çok hücreli canlılar meydana gelmiştir. Çok hücreli organizmalar yaklaşık 1.7 milyar yıl önce ortaya çıkmıştır.
Yaklaşık 570 milyon yıl önce Birinci Zaman’da bitkiler ve hayvanlar dünyayı sarmaya başlamışlardır. İkinci zamanda dinozorlar ve memeliler evrimleşmişlerdir, tüm kıtalar birlikte tek parça halinde dev bir kıtaydı. Bu kıtaya Pangea denir .Evrim: Biyolojik türlerin zaman içerisinde sistematik olarak değişikliğe uğramasıdır. Üçüncü zaman’da dinozorların ortadan kalkmasından sonra, memeli hayvanların sayısı ve tür çeşitliliğinde bir artma olmuştur.Dördüncü zaman iki dönemden oluşur.Birinci dönemi Pleistosen diye adlandırılır.Paleolitik çağ bu dönemde yaşanır.İkinci dönemine Holosen denir.Holosen dönem Neolitik Çağ ile başlar ve günümüzde de hala devam eder.
Yaklaşık 200 milyon yıl önce Pangea parçalanmaya başlamış ve biri kuzey yarı kürede, diğeri güney yarı kürede yer alan iki büyük kıtaya bölünmüştür. Bunlardan kuzeydekine Laurasia(Bugünkü Kuzey Amerika,Avrupa ve Asya kıtalarının birleşik halidir) ve güneydekine de Gondwana(Bugünkü Güney Amerika,Avustralya,Afrika,Hindistan ve Antartika kıtalarının birleşik halidir) adı verilir.
Primatlar ve İlk Homininler
Primatlar, zoolojik sınıflandırmada memeliler sınıfı içerisinde yer alan takımlardan
biridir. Primatlar takımının iki alt takımı vardır: Prosimiyenler ve antropoidler.İnsanlar da bu takımın bir üyesi olarak kabul edilmektedir. İlk primatlar, günümüzden yaklaşık 55 milyon yıl önce Eosen dönemde ortaya çıkmışlardır. Bu tarihten itibaren geçen milyon yıllar içerisinde pek çok yeni primat türü ortaya çıkmış ve her tür, kendi evrimsel sürecini izlemiştir.
Eosen dönemde yaşamış olan ilk primatlar, bugünkü prosimiyenlere benzemektedir.Prosimiyenler, maymun benzeri olan ufak pirimatlardan oluşan pirimat alt takımıdır. Oligosen dönemde ise bugünkü antropoidlere benzeyen türler ortaya çıkmıştır.Antropoidler, maymunlar ve insanın üyesi olduğu primat alt takımıdır
Primatlar takımı içerisinde bir aile olan hominid ailesinin üyeleri orangutan, goril, şempanze gibi büyük maymunlar ve insandır. Homininler ise piramitlar takımının, hominidler ailesi içerisinde bir kategoridir. İnsanı ve insanın atalarını kapsar. Fosil kanıtlar, orangutan ve goril gibi büyük maymunların Miyosen dönemde evrimsel olarak diğer hominidlerle yollarını ayırdıklarını göstermektedir.
Moleküler düzeydeki benzerliklere dayanan bir sınışandırmaya göre insanın
ataları ve modern insanlar Hominini adı verilen bir kategori üyeleridir. Homininleri diğer primatlardan ayıran en önemli özellik, iki ayak üzerinde dik duruş ve hareket biçimi anlamına gelen bipedalizmdir.
ÜÇ ÇAĞ SiSTEMi VE TARiH ÖNCESi ÇAĞLAR
Tarih, yazıyla başlatılır. Yazı sayesinde tarihin kaydının tutulmaya başlaması, bir
dönüm noktası olarak kabul edilir. Buna göre yazının keşfinden sonrası tarihî dönemler,
yazının keşfinden önceki zamanlarsa tarih öncesi olarak adlandırılır. Bu sınıflandırmadan başka, Üç Çağ Sistemi denen bir sınıflandırma daha vardır. Üç Çağ Sistemi, tarih öncesi ve erken tarihî çağların, araç gereç yapımında kullanılan ham maddeleri esas alarak üç evreye bölünmesidir. Bu üç evre şöyle adlandırılmaktadır: Taş Çağı, Tunç Çağı, Demir Çağı.
Danimarkalı arkeolog Christian Jürgen Thomsen, 1819’da Danimarka Ulusal
Müzesi’ndeki eserleri sınıflandırırken ilk defa bu Üç Çağ Sistemini kullanmıştır. John Lubbock 1865’te, Tarih öncesi Çağlar adlı kitabında Taş Çağı’nı Paleolitik (Eskitaş), Mezolitik(Ortataş)
ve Neolitik (Yenitaş) olarak üç evreye ayırmıştır.
Tarihleme Yöntemleri
Tarih öncesi çağlara ait tarihler, Prehistorik arkeolojide çeşitli tarihleme yöntemlerinden faydalanılarak belirlenir.Prehistorik arkeoloji, Tarih öncesi arkeolojisidir. Yazının bulunuşundan önceki toplumlara ait, toprak altında kalmış maddi kültür unsurlarını kazılar yaparak ortaya çıkaran bilim dalıdır. Yazının bulunmasından sonraki tarihî çağlar için yazılı kaynaklar önemli bir bilgi kaynağı oluşturmaktadır.
PALEOLİTİK CAĞ (G.Ö 2.500.000-12.000)
Paleolitik (Eski Taş) Çağ, insan elinden çıkan ilk ürünler olan taş aletlerin yapıldığı çağdır. Bu aletler arasında el baltaları, taş bıçaklar, kazıyıcılar, ok ve mızrak uçları vardır. Ayrıca yine bu son dönemlerde ilk sanat ürünleri ortaya çıkmıştır. İnsanlar mağara duvarlarına resimler çizmiş, küçük heykelcikler ve takılar yapmışlardır.
Paleolitik Çağ insanları, avcılık ve besin toplayıcılığı ile geçinen göçebe topluluklardır. Bu topluluklar, sadece geçici konak yerlerinde ikamet etmişlerdir. Buralar mağaralar ve kaya altı sığınaklarıdır.Paleolitik Çağ üç evreye ayrılmaktadır: Alt Paleolitik, Orta Paleolitik ve Üst Paleolitik.
Alt Paleolitik Dönem (G.Ö 2.500.000-200.000)
Alt Paleolitik, günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl ilâ 200 bin yıl öncesini kapsayan
dönemdir. Bu dönemde Homo habilis, Homo erectus ve ilk insanlar yaşamışlardır.
Homo Habilis
Günümüzden 2.5 ilâ 1.5 milyon yıl öncesinde Güney ve Doğu Afrika’da yaşamış ilk insan türüdür. Homo habilisler taş aletler yapmışlardır ve bu nedenle ilk insan türü olarak kabul edilmektedirler. Homo habilis “becerikli insan” anlamına gelmektedir. Bu taş aletler Afrika kıtasındaki Tanzanya,Etiyopya, Zaire ve Malawi’de bulunmuştur.
Homo Erectus
Homo erectus, günümüzden 1.9 milyon yıl öncesinden 100 bin yıl öncesine kadar
Afrika, Asya ve Avrupa’da yaşamış bir insan türüdür. Homo erectus fosilleri, Afrika kıtası dışında bulunan ilk insan kalıntılarını temsil eder.
Homo erectusların grup halinde örgütlenerek avcılık yaptıklarını gösteren kanıtlar vardır. Bu sayede bir avcının tek başına avlayamayacağı büyük hayvanları avlamışlardır.Homo erectuslara özgü çok önemli bir yenilik de ateşin insanlar tarafından bilinçli olarak kullanılmaya başlanmasıdır.
Orta Paleolitik Dönem (G.Ö200.000-40.000)
Günümüzden yaklaşık 200 bin ilâ 40 bin yıl öncesinde yaşanmıştır. Bu dönemde Homo neanderthalensis yaşamıştır.
Homo Neanderthalensis
Homo neanderthalensis veya neandertal insanı olarak adlandırılan bu insanların fosilleri, günümüzden 200 bin ilâ 30 bin yıl öncesine tarihlendirilmektedir. Neandertaller Avrupa’da, Yakın Doğu’da ve Orta Asya’da yaşamışlardır. Buzul Çağ’ında yaşamış olan Neandertallerin anatomik yapıları, soğuk iklime uyum sağladıklarını göstermektedir.
Neandertaller, ilk defa ölülerini gömmüş olan insanlardır. Ölünün yanına taş aletler ve şifalı bitkiler konmuştur. Ölümle kurulan bu bağ, insanlık tarihinde ilk kez Neandertallerle birlikte ortaya çıkmış ve bundan sonra da hep var olmuştur.
Üst Paleolitik Dönem (G.Ö 40.000-12.000)
Günümüzden yaklaşık 40 bin ilâ 12 bin yıl önceki dönemdir. Bu dönemde Homo sapiensler yaşamıştır.
Üst Paleolitik dönemde ilk sanat ürünleri görülür.
Homo Sapiens
Homo sapiens son insan türü, yani modern insandır. Bugün dünya üzerinde yaşayan bütün insanlar bu türün üyesidirler. Homo sapiensin kökenini açıklayan iki ayrı model bulunmaktadır: Afrika’dan çıkış modeli ve çok merkezli evrim modeli. Afrika’dan çıkış modelini savunan bilim insanlarının başında Chris Stringer gelmektedir. Çok merkezli evrim modeli ise en çok Milford Wolpoff tarafından savunulmaktadır.
Üst Paleolitik Dönem’de alet çeşitleri artmış; dilgiler, ok ve mızrak uçları, olta ve zıpkınlar, bıçaklar ve iğneler gibi çeşitli aletler ortaya çıkmıştır. Bu dönemde alet yapımında ham madde olarak taşın yanı sıra kemik ve fil dişinden de yararlanılmıştır.
Sanatın Doğuşu
Günümüzden yaklaşık 35 bin yıl öncesinden itibaren Avrupa’da, Afrika’da ve Avustralya’da insanlık tarihinin ilk sanatsal ürünleri ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında bulunan mağara resimleri özel bir öneme sahiptir.Bu mağaraların iç kısımlarında duvarlara genellikle hayvan figürleri resmedilmiştir. Resimler, oldukça başarılı bir teknikle ve çeşitli doğal boyalar kullanılarak yapılmıştır. Üst Paleolitik Dönem’de mağara resimleri dışında taştan, fil dişinden ve kilden küçük heykelcikler de yapılmıştır.
MEZOLiTiK (EPiPALEOLiTiK) CAĞ (G.Ö 12.000-10.000)
Paleolitik ve Neolitik arasında Orta Taş Çağı da denen bir geçiş evresi yaşanmıştır.Avrupa’da yaşanan Orta Taş Çağı’na Mezolitik, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’dekine ise Epipaleolitik adı verilir. Buzul Çağları’nın bitişiyle iklimde belirgin bir ısınma olmuş ve bunu diğer ekolojik değişimler izlemiştir. Mezolitik/Epipaleolitik Çağ’da yaşayan insanlar da bu yeni çevresel koşullara uyum sağlamışlardır. Bu çağda, yerleşik yaşama doğru bir yönelim gerçekleşmiştir
Mezolitik
İnsanlar, buzulların erimesiyle açılan yeni alanlara doğru yayılmışlar ve avcı-toplayıcılık geçim biçimi olmaya devam etmiştir. Özellikle nehirlerde ve genişleyen sulak alanların kıyılarında balıkçılık gelişmiştir. Besin kaynaklarının bol olduğu su kenarlarında sabit, kalıcı yerleşimler kurulmuştur; böylece bu dönemde yerleşik yaşam başlamıştır.
Epipaleolitik
Buzul Çağları’nın bitişini izleyen dönemde, iklim ve bitki örtüsü Ortadoğu ve Doğu Akdeniz
bölgesinde de değişmiş, bu değişiklikler kültüre de yansımıştır. Bölgedeki sıcak iklime bağlı olarak insanlar tarım imkanı bulmuşlardır.Bu tahıllar, insanlar için önemli bir besin kaynağı haline gelmiş, bunların toplanması ve depolanması ise yerleşik hayata geçmeyi zorunlu kılmıştır.
NEOLiTiK CAĞ (i.Ö. 10.000-5.500)
Taş Çağı’nın sonuncusu olan Neolitik Çağ (Yeni Taş Çağı) bazen Cilalı Taş Çağı olarak da adlandırılmaktadır. Bu çağda tarım keşfedilmiş ve hayvanlar evcilleştirilmiştir. Neolitik Çağ’da çanak çömlek yapımına başlanmıştır.
Tarım
Tarımın geliştiği ilk yer, Orta Doğu’da verimli hilal(mezopotamya) adı verilen bölgedir.
Ortadoğu’da arpa, buğday; Güneydoğu Asya’da pirinç ve Orta Amerika’da ise mısır tarıma alınan ilk bitkilerdir. Tarım bu merkezlerde başladıktan sonra hızla diğer bölgelere de yayılmıştır. Böylece tarımın keşfine kadar tüm insanların esas geçim biçimi olan avcı-toplayıcılık, yerini tarıma bırakmıştır.
Yerleşik yaşam, tarımın keşfinden önce başlamıştır. Yerleşik yaşamın başlamasından sonra nüfus artışı başlamıştır.Tahıl toplayıcılığı, köylerde artan nüfusu beslemekte yetersiz kalmışdır.Böylece insanlar, besin sorununa yeni çözüm yolları aramaya başlamışlar ve yabani bitkilerin ıslahını yaparak tarımda çok mesafe kat etmişlerdir.
Hayvanların Evcilleştirilmesi
Neolitik Çağ’da tarımdan hemen sonra gerçekleştirilmiştir. Köpek, evcilleştirilen ilk hayvandır. Neolitik Çağ’da ise beslenme amaçlı olarak koyun, keçi, domuz ve sığır evcilleştirilmiştir
Diğer Gelişmeler
Neolitik Çağ’ın başlarında, tarihteki ilk ev kulübe şeklinde yapılmıştır. Bu evlerle birlikte,köyler ortaya çıkmıştır. Bu yerleşim yerlerinde bazı yapılar, tapınak veya kutsal mekân özelliğine sahiptir. Bu dönemde ölüler; evlerin altlarına gömülmüşlerdir. Neolitik Çağ’da bakır da kullanılmaya başlanmıştır. Bakırdan takı, küçük iğne, olta gibi aletler yapılmıştır.
Neolitik Çağın sonlarına doğru tamamen tarıma ağırlık verilip, avcılık ve toplayıcılık terkedilmiştir. Bu dönemde yapılan tarım, sadece yağmura bağlı olan kuru tarımdır. Bu dönemde taş temelli, kerpiç duvarlı evler yapılmıştır. Ölülerin evin tabanına gömülmesi âdeti ortadan kalkmış ve ölüler yerleşim yerinin dışına gömülmeye başlanmıştır.
KALKOLiTiK CAĞ (i.Ö 5500/5000-3500)
Kalkolitik Çağ (Bakır Çağı), yaklaşık olarak i.Ö. 5.500/5.000 yıllarında başlar ve Tunç Çağı’nın başlaması ile birlikte, i.Ö. 3500’lerde sona erer. Neolitik Çağ’da, bazı bölgelerdeki köylerin büyüyüp gelişerek kentlere dönüştükleri görülür.Kalkolitik Çağ’ın en önemli özelliği, köy toplumlarının kent devletlerine dönüşmesidir. Bu dönemde toplumda sosyo-ekonomik bir farklılaşma görülür.Yine bu dönemde ilk ekonomik çıkar bölgeleri görülmüştür.
Mezopotamya bölgesi, kurak ve doğal besin kaynakları sınırlı bir bölgedir.Bu dönem tarım temel geçim kaynağı olduğundan, kuraklık çok büyük risktir.
Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki Mezopotamya bölgesinin kurak olması ve kuru tarımın nüfusu beslemeye yetmemesi, sulamalı tarımı doğurmuştur.Bölgeye sulama kanalları yapılarak sulu tarım gerçekleştirilmiştir.
Sulu tarımın başlamasıyla birlikte ürün fazlası yani artı ürün de ortaya çıkmıştır. Üretimin planlanması, sulama kanallarının yapılmasında insanların çalıştırılması, elde edilen ürünün bir merkezde toplanarak depolanması ve bu ürünün korunması gerekmiştir. Böylece tapınak ekonomisi ortaya çıkmıştır. Tapınak ekonomisinde üretilen ürün, dinî merkez olan tapınakta toplanır ve halka dağıtılır. Tapınağa getirilen ve dağıtılan ürünün kaydını, tapınağın rahipleri tutar. Böylece toplumda tabakalaşma ortaya çıkar. Üretenler ve üretimi kontrol edenler arasındaki ayrım çok belirgindir. Tapınak rahipleri, en üst tabakayı oluşturur. Sulu tarım, artı ürün ve artan sosyal dinamizmle birlikte Mezopotamya’da nüfus da artmıştır.
UYGARLIĞIN DOĞUŞU
İlk devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte uygarlığın da başladığı kabul edilmektedir.Uygarlık tarihsel olarak devlet, üretim ve iş gücünün denetimi, toplumsal tabakalaşma, mesleki uzmanlaşma, anıtsal yapılar, yazı ve büyük nüfuslu yerleşimler gibi gelişmelerle özdeşleştirilmektedir. Uygarlığın doğuşunu hazırlayan nedenler sırasıyla; yerleşik yaşama geçiş, tarımın özellikle de sulu tarımın başlaması, artı ürünün yaratılması ve kent devletlerinin ortaya çıkışı olarak sayılabilir.
BUNLAR NE OLA Kİ...
Büyük Patlama (Big Bang) 1 Ocak (yaklaşık 15 milyar yıl önce)
Samanyolu Galaksisi’nin oluşmaya başlaması 1 Mayıs (yaklaşık 10 milyar yıl önce)
Güneş Sistemi’nin oluşumu 9 Eylül (yaklaşık 5 milyar yıl önce)
Dünya’nın şekillenmesi 14 Eylül (yaklaşık 4.5 milyar yıl önce)
Dünyada ilk yaşam belirtisi 25 Eylül (yaklaşık 4 milyar yıl önce)
En eski fosillerin tarihi 9 Ekim (yaklaşık 3.6 milyar yıl önce)
Fotosentez yapabilen en eski bitki fosillerinin tarihi 12 Kasım (yaklaşık 2.8 milyar yıl önce)
Canlılığın evrimi Aralık ayı (yaklaşık 570 milyon yıl ile 2 milyon yıl öncesi)
İnsanın evrimi 31 Aralık (yaklaşık 2 milyon yıl öncesinden günümüze kadar)
DERS ÖZETİNİN TAMAMINI VE DAHA FAZLASINI ONLİNE SİPARİŞ VERMEK İÇİN AÖF ÇIKMIŞ SORULAR