ÜNİTE 1 – BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLGİ TEMELİ
Bireyle sosyal hizmet; kişinin sorunlarını çözmek ve sosyal ilişkilerini geliştirmek için kullanılan en eski ve en gelişmiş sosyal hizmet yöntemlerinden biridir. Sosyal hizmetin temel müdahale yöntemlerinden biri olan bireylerle sosyal hizmet, bireyin daha tatmin edici insan ilişkileri geliştirmesi amacıyla bireyin gelişimi ve uyumu ile ilgilenmektedir.
Kişinin sorunlarını çözerek toplum içinde daha iyi işlev kazanabilmesine ve kendi kapasitesine erişebilmesine yardımcı olmayı amaçlar.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLGİ TEMELİ
Değer ve ilkelerin yanında, bireylerle sosyal hizmetin bilgi temeli bilimsel kavramlar, araçlar ve tekniklerden oluşur. Bu kavramların önemli olanlarından bazıları; bireyin yaşam deneyimi üzerinde çevrenin etkisi, temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçların önemi, bu ihtiyaçların karşılanmamasından doğan sonuçlar, davranışların amacı ve insan hayatına sosyal ve kültürel faktörlerin etkisidir. Bireylerle sosyal hizmetin araçları ve teknikleri, pratikteki deneyimler ve davranışsal bilimlerden gelen bilgiden oluşur.
Bireylerle sosyal hizmet için görüşme önemli bir araçtır ve görüşme için etkili dinleme en önemli bileşendir. Duyguların kabulü, empati, duyguların ifade edilmesi için teşvik, onaylama, fikirlerin ve durumların açıklığa kavuşturulması, bilgi ve tavsiye vermek kullanılan tekniklerdendir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN İLKELERİ
Bireyle sosyal hizmetin ilkeleri, müracaatçı ve shu arasında yakın bir ilişki kurulması için uygulanır.
Mesleki ilişki, müracaatçının kişiliği ve davranışında değişiklik yaratacak bir iletişim aracıdır. İlişki terimi ilk defa 1939 yılında yayımlanan Virginia Robinson'un "A Changing Psychology in Social Case Work-Bireyle Sosyal Hizmette Değişim Psikolojisi" adlı kitabında kullanılmıştır.
1) Bireyselleştirme İlkesi: Bireyi tek bir açıdan değil, birçok açıdan değerlendirmektedirler müracaatçı ayrı birer varlık olarak ele alınmalı ve sorunlarının kökten çözmek amacıyla ilişki kurmak için tam ve kapsamlı bilgi edinilmelidir.
2) Anlamlı İlişki Kurma İlkesi: İlişki kurmanın amacı müracaatçının davranışını değiştirmek veya uyumsuz durumlarını düzenlemektir. Anlamlı ilişki, müracaatçıya ilgi göstererek kurulur.
3) Kabul Etme İlkesi: Müracaatçıyla "olduğu" gibi ilgilenmeyi ve algılamayı ifade eder. (Müracaatçıların güçlü yönlerini ve sınırlılıklarını tanımlamayı ve kullanmayı, uygun olmayan özellikleri, olumlu ve olumsuz duyguları ve yapıcı-yıkıcı tutum ve davranışları içerir. )
4) İletişim İlkesi: Shu'nun temel işlevi, müracaatçının duygularını ifade ederken rahat hissetmesini sağlayacak bir ortam yaratmaktır. Bu da düzgün bir iletişim kurulabilmesine bağlıdır.
5) Duyguların Amaçlı İfade Edilmesi İlkesi: Shu, müracaatçının duygularını özgürce ifade etmesi için fırsat vermelidir çünkü özellikle olumsuz duyguların birikmesi sakıncalıdır.
6) Kontrollü Duygusal Katılım İlkesi: Müracaatçıların duygularına duyarlı olmayı, duyguların anlamını anlamayı ve onlara amaçlı ve uygun bir tepki vermeyi ifade eder.
7) YargılayıcıOlmayan Tavır İlkesi: Bireyle sosyal hizmet ilişkisinin kalitesi, yargılayıcı olmayan tavır ile belli olur. Shu, bir kişinin suçlu veya suçsuz olduğuna karar vermek yetkisine sahip değildir.
8) Müracaatçının Özerkliği İlkesi: Sosyal hizmet uygulaması sürecinde müracaatçıların tercihlerini yaparken ve karar verirken özgür olmaları gereksinimini ve hakkını tanımlar.
9) Sosyal Hizmet Uzmanının Öz Farkındalığı İlkesi: Shu'nun, müracaatçının sorunları ile ilgilenirken kendi güçlerinin ve sınırlılıklarının farkında olmasıdır.
10) Sosyal İşlevsellik İlkesi: Bir kişinin temel gereksinimlerini karşılaması için gerekli görevleri ve aktiviteleri yerine getirebilmesi ve toplumun belirli bir alt kültürü tarafından yerine getirilmesi beklenen önemli sosyal rollerini gerçekleştirebilmesi becerisidir.
11) Davranışları Ayarlama İlkesi
12) Sosyal Öğrenme İlkesi:
-Fark etme ve odaklanma, dikkat etme ve ilgilenme,
-Sorunu organize etme ve değerlendirme ve gelecek eylemler için plan yapma
-Yeni bilgilere ihtiyaç duyma ve araştırma
-Yeni bir deneyim için müracaatçıya fırsatlar sağlama aşamalarını içerir.
13) Gizlilik İlkesi: Müracaatçının mesleki ilişkide kendisiyle ilgili açıkladığı gizli bilgilerin korunması hakkına dayanır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN TEMEL VARSAYIMLARI
Hamilton'a göre bireyle sosyal hizmetin temel varsayımları:
a) Birey ve toplum birbirine bağımlı ve birbirini tamamlayıcıdır
b) Toplumdaki değişik faktörler birey davranışı ve tutumlarını etkiler
c) Bazı sorunlar psikolojik ve bazıları ise kişiler arasıdır
d) Bireyle sosyal hizmet sürecinde bilinçli ve kontrollü ilişkiler kurulması amaca hizmet eder
e) Bireylerle sosyal hizmet
f) Kişinin enerjisini ve kapasitesini olumlu yöne yönlendirmesine yardım ederek sorunlarının çözülmesini sağlar
g) Bireyle sosyal hizmet herkese ilerlemek için eşit hak verir
h) Her ihtiyaç sahibi ve engelli insan için yardım sağlar.
Grace Mathew'e göre bireyle sosyal hizmetin varsayımları: (Bu varsayımlar kolektif düşünce ve geleneklerden ortaya çıkmıştır. )
a) Her insan onuru ve değeri olan kişiler olarak değerlendirilmelidir.
b) İnsanlar birbirine bağımlıdır ve bu durum sosyal gruplar içindeki etkileşimlerinde görülür.
c) Tüm bireyler bazı özellikler açısından benzerdir ama her birey belirli özellikleri açısından tam olarak birbirinin aynı değildir.
d) Her birey kendi içinde büyüme ve başarılı olma potansiyeli taşır ve bu potansiyelin farkına varmak her bireyin hakkıdır.
e) Toplum, kendi potansiyellerini fark etmelerini sağlayacak araçlara sahip olmayan insanlara yardım etmekle yükümlüdür. En temel değer, tüm insanların değerli ve onurlu olması ilkesidir. 2. olarak ise maddi ve manevi iyilik hâlini sağlayarak insanın iyileştirilmesi hedefine kendini adamaktır.
Bu felsefi varsayımlardan ve bireyselleştirilmiş fikirlerden çıkan bir diğer bağlılıklar seti vardır: Kabul etme, yargılayıcı olmayan tavır, gizlilik ve kontrollü duygusal katılımdır.
İNSAN DAVRANIŞLARININ NEDENLERİ
Bireylerin kendilerine ait baş etme yöntemlerinin neden bazı sorunlar için etkisiz kalma nedenleri:
1. Maddi Kaynakların Yokluğu: Örneğin; devlet hastanesindeki hem fakir hem hasta olan ampüte bir birey, takma uzuvlar satın alabilmek için hastanenin sosyal servisinden para yardımı alabilir.
2. Durumlarve İlişkilerin Yanlış Anlaşılması ve Uygun Bilgilerin Yokluğu: Örneğin; baba çocuğunun epileptik krizlerinin içine şeytan girmesinden kaynaklandığına inanıyorsa eğer çocuğunun durumunu daha da kötüleştirecek tedaviler deneyebilir.
3. Hastalık veya Sağlıkla İlgili Engeller: Örneğin; ailede baba hasta ise anne fazladan sorumluluk altına girmek ve dışarıdan yardım almasını gerektirecek sorunlarla tek başına yüzleşmek zorunda kalır. Hasta ve ailesi, hastalık ile ilgili yardım kabul etmeyi düşünmeli ve şu an ve gelecek hakkında gerçekçi planlar yapmalıdır.
4. Stresli Durumlardan Kaynaklanan Duygusal Endişe: Örneğin; çocuğunun suça karıştığını öğrenen bir baba o kadar fazla üzgün hissedebilir ki çocuğunu evden atıp onunla tüm bağlarını kesebilir.
5. Kişilik Özellikleri ve Yetersizlikler: Örneğin; eğer küçük bir kız, annesi tarafından kendisini terk eden babasının kötü bir adam olduğu inancı ile yetiştirilirse büyüdüğü zaman kendi eşi ile sıkıntılar yaşacaktır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET TANIMLARI
Mary Richmond (1915): Hem kişinin hem de toplumun iyi halinin aynı anda sağlanması için iş birliği yaparak değişik insanlarla ve insanlar için yapılan bir sanat
Mary Richmond (1917): Erkek, kadın ve çocukların sosyal ilişkilerinin iyileştirilmesi için çalışan bir sanattır.
Mary Richmond (1922): İnsan ve çevresi arasında, bireysel ve bilinçli olarak kişilik gelişmesi için ayarlamalar yapan süreçlerdir.
Jarret (1919): Sosyal bir bozukluğu olan bireyin çevresindeki tüm durumlarla en iyi ilişki kurmasını sağlamaktır.
Taft (1920): Bireyin kişiliğini, davranışlarını ve sosyal ilişkilerini anlama ve daha iyi kişisel ve sosyal uyumu üzerinde çalışma çabası içinde sosyal tedavi uygulamaktır.
Watson (1922): Bireyin çevresine daha iyi uyum sağlayabilmesi amacıyla bozulmuş kişiliğinin düzenlenmesi ve çözümlenmesi sanatıdır.
Queen (1932): Bireysel ilişkilerin düzenlenmesi sanatıdır.
Lee (1923): İnsan davranışlarını değiştirme sanatıdır.
Taylor (1926): Bireyleri tüm kişilikleri ile anlamak ve sosyal olarak daha sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlamak çabasındaki bir süreçtir.
Raynolds (1935): Sosyal ilişkilerinde zorluklara yol açan önemli sorunları için müracaatçı olan kişilere danışmanlık hizmeti verme sürecidir.
Raynolds (1935): Bireyin kendisini ailesi, doğal grubu ve toplumuna uyum sağlaması ihtiyacında olan bireye yardım eden bir sosyal hizmet türüdür.
Klein (1938): Sosyal hizmetin bir yöntemidir.
Swift (1939): Bireylin hayat içinde karşılaştığı sorunlarının çözümü için kişisel kapasitesini kullanmak ve geliştirmek konusunda bireye yardımcı olan bir sanattır.
DeSchweiinitz (1939): Sosyal kurumların temsilcileri olarak bireylerin ihtiyaçlarına politikalar çerçevesinde hizmet, finansal destek verme ya da kişisel danışma sağlayan süreçler demektir.
Strode (1948): Sosyal vaka çalışması, sosyal kaynaklar ve alandan gelen tecrübe ile bireyin en olası ve iyi sosyal uyumumun sağlanmasına yardım eden bir süreçtir.
Towle (1947): Karşılanmamış ihtiyaçlar alanında en uygun sosyal hizmeti sağlayan bir yöntemdir. Bowers (1949): İnsan ilişkileri bilimleri bilgisi ve insan ilişkileri becerilerini bireyin kapasitesini kullanması için; toplumdaki kaynakların müracaatçı ve çevresi arasındaki en iyi uyumun sağlanması için çalışan bir sanattır.
Hollis (1954): Kendi çabaları ile etkili olarak çözemedikleri sorunların çözümü için bireylere yardım eden sosyal hizmet uzmanları tarafından kullanılan bir yöntemdir.
Gordon Hamilton (1956): (Hem bir çalışma alanı hem bir yöntem), bireyin kişiliğini geliştirmesi için bilinçli olarak kişi ve çevresi arasındaki uyumun sağlanması süreçlerini kapsar.
Perlman (1957): Sosyal işlevsellikle ilgili sorunlarıyla kişinin daha etkili baş edebilmesi için yardımcı olan insan refahı kurumları tarafından kullanılan bir süreçtir.
Safrad: Bireylere yardımcı olmak için, kendi çabaları ile etkili olarak baş edemediği sorunların sosyal uyumunun sağlanması için kullanılan bir yöntemdir.
1930'dan önceki tanımlarında vurgulanan özelliği, yönteminin bir sanat olduğu şeklindedir. Daha sonrakilerde yer alan yöntem ve süreç sözlükleri aynı anlamda kullanılmıştır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN AMAÇLARI VE DOĞASI
Sosyal yıkımı engellemek, müracaatçıyı güçlendirmek, sosyal işlevselliği sağlamak, olumlu teşvik sağlamak, gelişme ve büyüme için fırsatlar yaratmak, psikolojik zararları telafi etmek, kendi kendini yönetme kapasitesini artırmak ve sosyal katılımı artırmak, bireyin toplumla iyi bir uyum yakalaması, bireyin içsel sorunlarının bulunması, anlaşılması ve çözülmesi, bireyin ego gücünün arttırılması, sorunların önlenmesi ve içsel kaynakların geliştirilmesi
Bireylerle sosyal hizmetin paylaşılan ve duygusal olarak ortaya çıkan durumlardan doğan bir ilişki olduğu görülür. Bu ilişki kabul, beklenti, destek ve dürtü kavramlarını içerir.
Bireylerle sosyal hizmetin durumu iyileştirilme, toplumla daha fazla uyum, kapasite inşası, dışarıdan yardım gerektiren ihtiyaçları göz önünde bulundurmaya dönük doğası bulunmaktadır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLEŞENLERİ
Bireylerle sosyal hizmetin bileşenleri: Birey, sorun, kurum, sorun çözme süreci, shu-müracaatçı ilişkisi.
BİREY
Birey, toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, istençsel nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biridir. Bireyin varlığı ve dönüşümü; içinde yaşadığı toplumun kendisine dayattığı sosyal rol beklentisi tarafından belirlenir ve yargılanır.
İnsan davranışını ve bireysel farklılıkları anlamak konusunda Grace Mathew'in önerileri:
1. Bireyin davranışları çevresi ve deneyimleri tarafından şekillenir.
2. İnsani gelişim ve büyüme için bazı temel ihtiyaçların karşılanması gerekir
3. Duygusal ihtiyaçlar gerçektir ve mantıksal düşünme yoluyla karşılanamazlar.
4. Davranış amaçlıdır ve insanın fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına bir cevaptır.
5. Bir diğer kişinin davranışı, onun kendi duygusal ve mantıksal yapısının anlaşılması ile anlamlandırılır.
Sorun
Sorun, uyum sağlayıcı bir işlevsellik için bir tepki gerektiren ancak birey ya da bireylerin karşılaştığı bir ya da daha fazla engel nedeniyle etkili bir tepkinin hali hazırda olmadığı herhangi bir yaşam durumu veya görevi olarak tanımlanmaktadır.
Sorunlar sınıflara ayrılabilir:
1. Hastalık veya engele dayalı sorunlar
2. Maddi kaynakların yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar 3. Okulla ilgili sorunlar
4. Kurumsallaşmadan kaynaklanan sorunlar
5. Davranış sorunları
6. Evlilikteki uyumsuzluktan kaynaklanan sorunlar
7. İzleme hizmeti gerektiren sorunlar
8. İnsanların rehabilite edilmesi ihtiyacından kaynaklanan sorunlar
9. Kumar, fuhuş, alkol ve madde bağımlılığı ve evlilik dışı annelik gibi sosyal sorunlar.
Kurum
Kurumlar, kurumsallaşmış stratejiler yoluyla önceden belirlenmiş amaçlara ulaşmak için insanların, araçların ve kaynakların biçimsel olarak yapılandırılmış düzenlemesidir.
Kurumlar; özel, fon alan ve kamu kurumları olmak üzere çeşitlenir. Birincil (sivil toplum örgütleri) ve ikincil kurumlar (hastane, okul gibi) vardır. Çocuk refahı, aile refahı, eğitim ve uzmanlık alanlarına dayalı olarak sınıflanırlar. Verilen desteğin çeşidine, mesleki otorite, hizmet edilen müracaatçı çeşidine göre de farklılaşır.
Hamilton'ın belirttiği süreçler iç içe dokunurlar yani bir süreç diğerine paraleldir. Ayrıca Hamilton'a göre başlangıçta belirsiz veya geçici bir tanı hatta tedavi yöntemi belirleriz. Skidmore'a göre, müracaatçı için sorunun daha açık hâle getirilmesi ve sonunda bu anlayış doğrultusunda hayatında bir takım değişimlere yol açtığı için hazırlık yapma süreci de tedavinin bir parçasıdır.
Kişinin sorun çözme çabalarının önünü tıkayan engeller ilk olarak ortaya konmalıdır. Bu engeller:
1. Kişinin ihtiyacı olan somut araçların ve kaynakların ulaşılabilir olmaması
2. Cahillik ve yanlış anlaşılmadan kaynaklanan sorunlar hakkındaki bilgiler
3. Kişinin fiziksel ve duygusal enerjisinin tükenmesi
4. Bazı sorunlar kişinin güçlü duygularından kaynaklanır.
5. Sorun belki de kişinin kendi içindedir.
6. Kişi; düşünme ve planlama ile ilgili düzenli alışkanlıklar geliştirmemiş olabilir.
Bireylerle sosyal hizmet sürecinin amacı, kişinin bir veya birden çok sorunu ile kendi kendine baş etmesine yardımcı olmak ile alakalıdır. Bunu yaparak kişinin hayatına devam ederken sağlam adımlar atmasını sağlayan
a) Terapötik ilişki,
b) sistematik ve esnek yol bulunması,
c) fırsatlar ve yardımlar olmak üzere üç araç kullanılır.
Müdahale bilgisi sorulara odaklanır: Bu durumu değiştirmek için ne yapılabilir?Bu evre, müracaatçı ve shu'nun beraber karar verdikleri hedefler ile başlar.
Müdahale üç çeşit olabilir: Direkt müdahale, çevresel değişim ve pratik hizmetlerin yönetimi.
SOSYAL HİZMET UZMANI-MÜRACAATÇI İLİŞKİSİ
Shu ile yardım talebinde bulunan birey ve aile arasında kurulan mesleki ilişki farklı yapıdadır. Sosyal ilişki olarak nitelendirilen arkadaşlık, komşuluk ilişkilerine benzemez. Mesleki ilişki süreci shu ile başvuran arasında yer aldığına göre konuya iki taraf açısından bakmak doğru olur. **Aktarım: Bireyin yaşantısında daha önceden karşılaştığı objelere (genellikle insanlara) karşı oluşturduğu savunma, tavır, duygu veya tepkilerinin bilinçsiz olarak şu anda karşılaştığı bir başka objeye yönlendirmesidir. Örneğin; kişi, tavır olarak eski eşine benzettiği birine güvenmez ya da çocukluk arkadaşına benzettiği birine aşırı güvenir.
Shu da aynı şekilde bilinçsizce aktarım yapma eğilimindedir. Buna karşıt aktarım denir.
Shu'nun aktarımı anlamak ( müracaatçının davranışlarını ve bilinçsiz ihtiyaçlarını anlamak), kullanmak (geçmiş ve şuan ki deneyimleri ve ilişkileri bütünleştirmek) ve yorumlamak (müracaatçının bilinçsiz savunmalarının dikkatli analizi) olarak üç önemli sorumluluğu vardır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET, PSİKOTERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMA
Bireysel düzeydeki ruhsal bir sorunun, ruhsal yollarla tedavi edilmesi, ortadan kaldırılmasına psikoterapi denmektir. Genelde terapistin hastaya karşı tutumu aralarındaki ilişkinin niteliğine göre duyguları bastırıcı, destekleyici, derinliğine araştırıcı olabilir. Dinleme, eşduyum (empati) yapma, ilgi gösterme, yansız olma, esnek olma gibi teknikler sıklıkla kullanılanlar arasındadır.
Psikolojik danışma, bireyin kendisini tanımasına, davranışlarını fark etmesi yönünde cesaretlenmesine ve duygusal baskıdan kurtulmasına, destek vererek başkalarıyla olan ilişkilerini, bazı tutum ve alışkanlıklarını kavrayıp değiştirmesine yardımcı olma tekniğidir. Danışmanlık yapacak kişinin içtenlik, açık sözlülük, başkalarını sevme ve sayma, empati yapma gibi özellikleri olmalıdır.
Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki benzerlikler:
1. İkisi de aynı hedeflere sahiptir
2. İkisi de aynı müracaatçı çeşidi ile çalışır
3. İkisi de benzer sorunlar ile uğraşır
4. İkisinin de faydalı olması kurulan ilişkiye bağlıdır
5. İkisi de müracaatçının değerine ve onuruna inanır.
6. İkisi de ortak ilkelere sahiptir
Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki farklılıklar:
1. Psikolojik danışmada yardım, müracaatçıya sosyal servisler yoluyla sunulmaz ama sosyal hizmette yönetimsel hizmetler (somut hizmetler), sorun çözme planının temelidir.
2. Psikolojik danışmada bir kurum kesin olarak gerekli değildir ama sosyal hizmet her zaman kurum ortamında yapılır.
3. Psikolojik danışmada çoğu zaman sadece bir çeşit sorun ile ilgilenilir ama sosyal hizmette müracaatçı bir bütün olarak algılanıp çalışılır.
4. Psikolojik danışmada odak nokta sorundur, kişi değildir. Ama sosyal hizmetlerde odak noktası temelde müracaatçıdır ve ne çeşit hizmetlerin sunulduğudur.
5. Psikolojik danışmada danışman, danışmanlık uygulamasında bağımsızdır ama sosyal hizmette hizmetler kurum yoluyla verilir.
Bireylerle sosyal hizmet ve psikoterapi arasındaki benzerlikler:
1. İkisi de duygusal sorunları olan ve acı dolu durumlarda bulunan bireylere yardım eder.
2. İkisi de yöntem olarak görüşmeyi kullanır.
3. İkisi de müracaatçı rahatlatmak ve duygularını ifade edebilmesini sağlamak için çalışır.
4. İkisi de müracaatçıya karşı bireysellik, sıcaklık ve saygı ilkelerine sahiptir.
5. İkisi de müracaatçının kendi kaderini tayin etme hakkına inanır.
6. İkisi de müracaatçının davranışları ve tavırlarını etkileyen bilinçsiz ve duygusal süreçlerin rolünün farkındadır.
7. İkisi de müracaatçının o andaki anksiyetesini önlemek için duygusal destek sağlar.
8. İkisi de aktarıma önem verir.
Bireylerle sosyal hizmet yöntemi:
l. Bireyi saygı görmeye layık, toplum içinde insan onuruna yaraşır biçimde yaşaması gereken bir varlık olarak kabul eder
2. Sorunun çözümlenebilmesi için gerektiğinde birey ve aileyi kendi olanakları yanında toplumsal kaynaklardan yararlandırma sorumluluğu taşır
3. Birey ve sosyal çevre arasındaki sorunların çözümü için karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini amaçlar ve interaksiyonlar üzerinde odaklaşır
4. Sorunlara yol açan bilinçaltı nedenlerin varlığını kabul etmekle birlikte tedavide bilinç düzeyindeki ve daha çok bugüne ait hususlar üzerinde durur
5. Bireyi ve içinde bulunduğu sosyal çevreyi birbirini tamamlayan bir bütün olarak kavrar,
6. Sorun çözmedeki amaç, birey ve aile birlikte toplumsal huzur ve refahın gerçekleştirilmesi
Ele aldığı sorunların çözümünde uygun hizmet ve kaynakları kullanma işlevi ve ideal amaç olarak sonuçta gerçekleştirmek istediği toplumsal refahı sağlama hedefi, bireylerle sosyal hizmet yöntemini psikoterapi ve psikolojik danışmadan ayırt eden başlıca özelliklerdir.
ÜNİTE SONU ÖZETİ
Bireylerle sosyal hizmet müdahalesi insanların birey olarak doyurucu ilişkiler kurmasına, hem kendisine hem de topluma yararlı bir yaşam sürmesine ve değişen toplumsal koşullara uyum sağlayabilmesine yardımcı olmayı amaçlar.
•Bireyin uyumu ve gelişimi, toplumdaki kaynakları etkili bir şekilde kullanmasına bağlıdır. Bazen birey içsel ve dışsal faktörler nedeniyle var olan hizmetlere ulaşmakta başarısız olur. Bu durumda sosyal hizmet uzmanı kişiye yardımcı olmak üzere devreye girer. Bu nedenle bireyle sosyal hizmet, kişinin uyumu ve gelişimi için yardımcı olacak bire bir ilişki kurulmasını gerektirir.
•İlk olarak bireyle sosyal hizmet çok az alanda ve kurumda kullanılırken sonradan artarak yeni alanlarda kullanılmaya başlamıştır. Bugün birçok ajans, kurum ve organizasyonda kullanılmaktadır. Bireyle sosyal hizmet; hastaneler, klinikler, mahkemeler, sanayi, ordu kurumları, özel ve kamu aile refahı kurumları, göçmen büroları, kreş ve okullar, sağlık kurumları ve diğer bir çok alanda kullanılmaktadır.
•Bireyle sosyal hizmetin ilkeleri, müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı arasında yakın bir ilişki kurulması için uygulanır. Bu ilkeler, bireyselleştirme, anlamlı ilişki kurma, kabul etme, iletişim, duyguların amaçlı ifade edilmesi, kontrollü duygusal katılım, yargılayıcı olmayan tavır, müracaatçının özerkliği, sosyal hizmet uzmanın öz farkındalığı, sosyal işlevsellik, davranışları düzenleme, sosyal öğrenme ve gizlilik olarak sıralanabilir.
•Hamilton bireyle sosyal hizmetin temel varsayımlarını; a) birey ve toplum birbirine bağımlı ve birbirini tamamlayıcıdır, b) toplumdaki değişik faktörler birey davranışı ve tutumlarını etkiler, c) bazı sorunlar psikolojik ve bazıları ise kişiler arasıdır, ç) bireyle sosyal hizmet sürecinde bilinçli ve kontrollü ilişkiler kurulması amaca hizmet eder, d) bireylerle sosyal hizmet, e) kişinin enerjisini ve kapasitesini olumlu yöne yönlendirmesine yardım ederek sorunlarının çözülmesini sağlar, f) bireyle sosyal hizmet herkese ilerlemek için eşit hak verir ve g) her ihtiyaç sahibi ve engelli insan için yardım sağlar, olarak sıralamaktadır.
•Bireylerle sosyal hizmet müdahalesinin sosyal yıkımı engellemek, müracaatçıyı güçlendirmek, sosyal işlevselliği sağlamak, olumlu teşvik sağlamak, gelişme ve büyüme için fırsatlar yaratmak, psikolojik zararları telafi etmek, kendi kendini yönetme kapasitesini artırmak ve sosyal katılımı artırmak gibi amaçları bulunmaktadır
•. Bireylerle sosyal hizmetin bileşenleri birey, sorun, kurum, sorun çözme süreci, sosyal hizmet uzmanı- müracaatçı ilişkisi olarak sıralanabilir.
•Bireysel düzeydeki ruhsal bir sorunun, ruhsal yollarla tedavi edilmesi, ortadan kaldırılmasına psikoterapi (psychotherapy) denmektir. Psikoterapi uzun süreli bir tedavi biçimi olup birkaç aydan bir-iki yıla kadar sürebilmektedir.
•Psikolojik danışma ise bireyin kendisini tanımasına, davranışlarını fark etmesi yönünde cesaretlenmesine ve duygusal baskıdan kurtulmasına, destek vererek başkalarıyla olan ilişkilerini, bazı tutum ve alışkanlıklarını kavrayıp değiştirmesine yardımcı olma tekniğidir