1.ÜNİTE -TIBBİ DÖKÜMAN VE DÖKÜMANTASYON TANIMI VE TARİHÇESİ-KAZANÇLAR-ÖNEMLİ NOKTALAR
Bu bölümü tamamladıktan sonra;
1.Tıbbi dokümantasyonun ne olduğunu tanımlayabileceksiniz.
2.Tıbbi dokümantasyonun ortaya çıkışını ve geçmişten bugüne gelişim ve değişimi fark edeceksiniz.
3.İlk tıbbi dökümantasyonun kim tarafından hangi çerçevede yapıldığı öğreneceksiniz.
Bilinmesi gerekenler önemli kavramlar:
Doküman-Dökümantasyon-Mısır papirüsleri-Aesculapia
NOT: En başta belirtmek isterim, başında yıldız olan cümlelerde ekstra öneme sahiptir.
TIBBİ DÖKÜMAN VE DOKÜMANTASYONUN TANIMI
Tıbbi doküman; insan sağlığını ilgilendiren konularda yapılan çalışmalardan elde edilen bu verileri bir düzen içinde gösteren belgelere denir. Tıbbi dokümantasyon ise: tıbbi dokümanların bilimsel standartlara uygun olarak toplanması, düzenlemesi ve saklanması işlemine denir.
Kısaca tıbbi dökümanlar;
1. Hastanın hastalığının şeklini ve tedavi sırasındaki seyrini belgeler
2. Tedavi eden hekim ve tedaviye katılan tüm birimlerin iletişimini sağlar
3. Hastayı daha sonra izleyecek sağlık çalışanlarına hasta ile ilgili bilgiyi verir.
4. Verilen sağlık hizmetinin kalitesini değerlendirmede kullanılır.
5. Hastanın, hekimin ve sağlık kuruluşlarının yasal haklarını korumada kullanılır.
6. Sağlık çalışanlarının eğitiminde kullanılır.
7. Tıbbi araştırmalar için veri kaynağıdır.
8. Halk sağlığı çalışmaları için veri kaynağıdır.
9. Maliyet ve finansal yönetim politikasını belirlemede kullanılır.
TIBBİ DÖKÜMANTASYONUN TARİHÇESİ
Tıbbi dökümantasyonun tarihi incelediğinde tıp tarihi ile ilgili bilgi ve belgelerin geldiği ilk çağlara kadar uzandığı görülür. Sağlıkla ilgili ilk tarihi kayıtların Sümer dönemindeki (MÖ 2100) kil tabletler olduğu biliniyor.
Başka tıbbi dökümantasyon örneği ise: ünlü Babil kralı Hamurabi kanunları (MÖ 2250) arasında tıp pratiği ile ilgili cezaların olmasıdır. Yine bir başka örneğimiz Asur Krallığı döneminde (MÖ 7.yy) rastlanılan sağlıkla ilgili kil tabletlerdeki bilgilerin kendilerinden önceki dönemlere ait bilgilerin kopyası olduğu zannediliyor oluşudur. Süryanice yazılmış olanAsur belgelerinde; Asurlu hekimlerin, Sümer formüllerinden ve reçetelerinden yararlandıkları görülmektedir.
Mısırlılar döneminin papirüslerinin sağlık dökümantasyonu tarihi için çok önemli belgeler olduğu kabul edilir. Edwin Smith papirüsü başta kafa yaralanmaları olmak üzere, 48 farklı hastalığın belirtileri, muayene teknikleri, tanıları, büyü formülleri, duaları ve manipülasyonlarından bahsetmektedir.
Eski Yunan medeniyetinde hastaların tedavi edildikleri Aesculapia adı verilen mabetlerin sütunları, buralarda kalan hastalara uygulanan teşhis ve tedaviler hakkında bilgi alınan yerler olmuştur. Bu mabetlerin Yunanistan dışında Anadolu ve Roma’da ki örneklerine de rastlanılmıştır.
Günümüzde kullanılan birçok tıp terimi modern tıbbın babası kabul edilen Hipokrat ve onun takipçileri döneminden gelmektedir. Hipokrat hastalıkları akut (birden hızlı gelişen), kronik (yavaş gelişen), endemik (yaygın), epidemik (salgın) şeklinde sınıflamalarla tanımlamıştır. Göğüs cerrahisi ve bulgularını da ilk kez yazılı hale getirmiştir. Hipokrat iyi bir gözlemci olup, tüm gözlemlerini yazılı metinlere çevirmiştir. Hasta ile ilgili gözlemlerin kaydedildiği notlar ilk ciddi tıbbi dökümantasyon yöntemi olarak kabul edilir. Galen hastalarının nabız, tansiyon ve günlük gözlemlerinden elde ettiği notları da kitap haline getirmiştir.
Batı dünyasının yanı sıra doğunun ünlü tıp bilim adamları da Hipokratın yolundan ilerlemiş olup, kendi gözlemlerini sonraki kuşaklara aktarmışlardır. Bunların en ünlülerinden birisi olan Razi (MS 864) hastalarını tedavi süresince dikkatle gözlemiş ve teşhis ve tedavisini bu gözlemler sırasında elde etmiş olduğu bilgilere göre yönlendirmiştir.
Hipokrat batının olduğu kadar doğunun tıp tarihi üzerine de etkili olmuş olup bunun en önemli örneğini Razi (MS 864) oluşturur.
İbn Sina (MS.980) hastalık ve sağlık düzeneklerinin nedenlerini sorgulamış büyük, küçük kan dolaşımını, kanın bedendeki görevini, doğum mekanizmasını açıklamış, sağlığın korunmasında, beden eğitimi, beslenme ve uyku işlevlerimin esas unsurlar olduğunu ileri sürmüştür. Kânun isimli eseri be" altı asır boyunca tıbbın ölçütü veya kutsal kitabı olarak benimsenmiştir. Kânun be" ana kısımdadır.
I. Genel konular (bu kısım daha ziyade felsefeye ayrılmıştır);
II. Alfabetik sıraya göre basit ilaçlar;
III. Baştan ayağa doğru lokal hastalıklar;
IV. Ateş ve diğerleri gibi genel hastalıklar;
V. Bileşik ilaçlar.
İbni Sina’ya göre bilimler kaça ayrılır?
Üçe ayrılır;
1-: El-ilm ül-esfel (Doğa bilimleri ya da aşağı bilimler), maddesinden ayrılmamış biçimlerin bilimidir;
2-mabad-üt-tabia (metafizik), el-ilm’üll-âli (mantık ya da yüksek bilimler) maddesinden ayrılan biçimlerin bilimleridir;
3-el-ilm ül-evsat (matematik ya da orta bilimler).
Hint Uygarlığında günümüze ulaşan ve birçok tıbbi bilgileri içeren yazılı belgeler de hastalıklar ve hastalıklarla ilgili koruyucu önlemler, içeren belgeler vardır. Amerika kıtasına baktığımızda, hastane kayıtlarını tutan ilk hastane Pennsylvania hastanesidir. Bu hastanenin sekreteri olan Benjamin Franklin tarafından hastaneye başvuran hastalara birer numara verilmiş olup, adları, adresleri, hastalıkları ve hatta bazı önemli vakalarda resimli açıklamaları kaydedilmiştir. Buna karşın 20.yy başında Amerika hastaneler birliği ilk kez 1902 yılında hastane kayıtlarının düzeni ve standardı ile ilgili bir toplantı düzenlemiştir. Buradaki amacın hasta bakımının iyileştirilmesi ve kalitenin arttırılmasıdır. Bunu takip eden dönemlerde tüm hastanelerde her hasta için bir dosya tutma dönemi başlamıştır. Geçen yüzyılın son çeyreğinde gelişen bilişim teknikleri ise günümüzün kayıtlama, arşivleme, bilgiye her yerden ulaşması için dönüm noktasını oluşturmuştur.